MEHMET REBİİ ÖZDEMİR

Tarih: 05.09.2025 09:00

“Alın Teri Gasp Edilirken: Açlığa, Yoksulluğa ve Direnişe Doğru”

Facebook Twitter Linked-in

Bir köşede ömrünü fabrikada, tezgâhta, depoda tüketen işçiler; diğer köşede hayat boyu çalışıp emeklilikte açlığa mahkûm edilen milyonlar… İktidarın nutukları, patronların kâr hesapları arasında en ucuz olan yine insanın emeği, alın teri oluyor.

Tez-Koop-İş’in Samsun şubesinde örgütlü işçiler, bugün haklarını alamazlarsa grev kararına kadar gideceklerini haykırıyor. Çünkü onlar için mesele sadece birkaç lira değil; mesele onurlarını koruma, emeklerinin çalınmasına izin vermeme meselesidir. Çalışırken açlık sınırının altında bir ücret, emeklilikte sefalet; bu mudur insanca yaşam?

Emekliler ömrünün sonbaharında dinlenmek yerine, pazarlarda çürük sebze kovalamak zorunda kalıyor. “Mezarda emeklilik” tabiri, artık bir kara mizah değil, kanlı canlı bir gerçek. İşçiler ise gece gündüz çalışıp hâlâ ay sonunu getiremiyor. Yani hem çalışan hem emekli aynı kuşatmanın içinde: açlık ve yoksulluk kıskacında.

Bugün işçiler susarsa, yarın ses çıkaracak kimse kalmayacak. Onların örgütlü mücadelesi sadece Samsun’da değil, ülkenin her köşesinde yakılan bir kıvılcımdır. Çünkü mesele bireysel değil; mesele toplumsal adalet.

Sorulması gereken şu:
Bir ülke, işçisini ve emeklisini yok sayarak ayakta kalabilir mi?
Bir ülke, emeği hiçe sayarak büyüyebilir mi?
Bir ülke, halkının alın terini gasp ederek geleceğe yürüyebilir mi?

Cevap belli. Hayır!
Eğer bu düzen böyle devam ederse, işçiler sadece grev pankartlarını değil, aynı zamanda haklı öfkelerini de meydanlara taşıyacak. Ve unutulmasın: Hak verilmez, alınır.

Bugün Samsun’dan yükselen bu ses, yarın tüm ülkenin haykırışı olabilir.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —