Aydın’ın seçilmiş büyükşehir belediye başkanının, yıllardır CHP çatısı altında aldığı oyları ve güveni hiçe sayarak AKP’ye geçmesi, bu kentin tarihine kara bir leke olarak yazılacaktır. Halkın iradesini sırtında taşıyan bir isim, bu iradeyi kendi şahsi kurtuluşunun, dokunulmazlık arayışının, makam pazarlıklarının malzemesi haline getiremez. Bu, demokrasiye ihanettir.
Miting alanındaki hava da bunu doğruladı. Aydınlılar öfkeliydi, kırgındı ama en önemlisi gururluydu: Çünkü iradelerine sahip çıkmayı bildiler. “Millet iradesi pazarlık masasına sürülmez” diyenlerin sesleri, bu kentin sokaklarında yankılandı.
Bir zamanlar “efeler diyarı” diye anılan bu topraklarda, bugün “efelik” ile “ihanet” yan yana anılıyor. Efe, halkına sırtını dönmez, çıkar uğruna diz çökmez. Efeler tarih boyunca zulme karşı durmuş, teslim olmamışlardır. Ama ne yazık ki Aydın’ın bugünkü belediye başkanı, efelik geleneğine değil, pazarlık siyasetine sarılmıştır. Bu utanç, kişisel tercihten ibaret değil; halkın iradesine indirilmiş bir darbedir.
Siyasetçiler gelip geçer, ama milletin hafızası kalır. Çerçioğlu bugün Aydın sokaklarında yürürken yüzüne kapanacak kapılar, sırtına dönülecek bakışlar, yalnızca bir siyasetçinin düşüşünü değil, bir halkın iradesine duyduğu sadakati gösterecektir. “İnsan içine çıkamayacak” sözleri, bir tehdit değil, bu ihanete karşı duyulan kolektif öfkenin doğal sonucudur.
Bugün Aydın’da yükselen ses, Türkiye’nin her köşesine mesajdır:
Halk, iradesini kimsenin pazarlık masasına bıraktırmaz.
Halk, seçilmişine “emanet” verdiğinde, o emanetin satılmasına izin vermez.
Halk, ihaneti unutmaz ve ilk sandıkta yanıtını verir.
Unutulmamalıdır ki:
Efeler diz çökmez.
Aydın’ın iradesi de hiçbir masada bozdurulmaz.