Bu ağaçlar yalnızca göze hitap eden doğal bir manzara değil, aynı zamanda toprağın kaymasını engelleyen, yerleşim alanlarını koruyan ve ekosistemin dengesini sağlayan birer doğal benttir. Ne yazık ki Alaçam Belediyesi, bu paha biçilmez doğal savunma hattını imara açma girişiminde bulunarak hem çevre hem de insan sağlığı açısından geri dönülmez bir hata yapma yolunda ilerliyor.

Doğal Dengeyle Oynanıyor

Alaçam, coğrafi yapısı gereği heyelan riski taşıyan bir bölge. 1980'lerde yapılan planlamalar doğrultusunda bu tehlikenin önüne geçmek için bölgede çam ağaçları dikildi. Aradan geçen 40 yılı aşkın sürede bu ağaçlar yalnızca büyüyüp bir orman halini almakla kalmadı, aynı zamanda toprağı yerinde tutarak yüzlerce haneyi tehlikeden korudu. Şimdi, imar planlarıyla bu doğal sigorta ortadan kaldırılıyor.

İmara açılmak istenen bölge, yalnızca ağaçların kesilmesi anlamına gelmiyor; aynı zamanda heyelan riskinin doğrudan artması, yerleşim yerlerinin tehdit altına girmesi ve çevre felaketlerinin kapıya dayanması anlamına geliyor. Bilimsel gerçeklikler göz ardı ediliyor, uzman görüşlerine kulak verilmiyor.

Kim İçin, Ne Uğruna?

Soru açık: Bu imar planı kimin için yapılıyor? Kamu yararı nerede başlıyor, nerede bitiyor? Çevreyi ve halkın güvenliğini riske atarak elde edilecek birkaç arsa ve yapı izninin bedelini doğa mı ödeyecek, yoksa bu bölgede yaşayan yurttaşlar mı?

İmar kararı, yalnızca bugünün değil, geleceğin de ipotek altına alınmasıdır. Bugün kesilecek her ağaç, yarın yaşanacak her toprak kaymasının, selin ya da yıkımın habercisi olabilir. İmar planı kâğıt üzerinde masum gibi görünebilir; ancak doğada bunun karşılığı can ve mal kaybı olabilir.

Sessiz Kalma, Yaşama Sahip Çık

Alaçam halkının, çevrecilerin ve duyarlı yurttaşların bu karara karşı sesini yükseltmesi, hem doğaya hem yaşama sahip çıkmak demektir. Belediyelerin asli görevi halkı korumak, yaşanabilir bir çevre sunmak, doğayı gelecek kuşaklara aktarmaktır. Bir belediye, rant uğruna doğayı yok ediyorsa görevini kötüye kullanıyor demektir.

Alaçam Belediyesi’ne sesleniyoruz: 40 yıllık çam ağaçlarına, toprağa, insan hayatına kıymayın. Bu karar geri dönülmez zararlar doğurabilir. Bilimi, aklı ve kamusal yararı esas alın. Çünkü kesilen her ağaçla yalnızca doğayı değil, insanın geleceğini de yok ediyorsunuz.