Özellikle 1980’li ve 90’lı yıllarda tütün üretimi Alaçam’ın sadece bir tarımsal faaliyeti değil, aynı zamanda sosyal yapısını da şekillendiren temel geçim kaynağıydı. Her hanede tütünle yoğrulmuş bir yaşam hikâyesi vardı. Okutulan çocuklar, kurulan evler, alınan traktörler, hatta ilçeye gelen hizmetler bile tütün sayesinde olmuştu.
Tütün yalnızca çiftçiyi değil, ilçedeki geniş bir kesimi ayakta tutuyordu. Alaçam’da faaliyet gösteren Tekel İdaresi, sadece ürün alımıyla değil, istihdamıyla da bölgenin lokomotif gücüydü. Kurumda 400-500 daimi işçi çalışıyordu. Ancak tütün alım sezonlarında bu sayı üç katına çıkıyor, binin üzerinde kişi part-time ya da geçici statüyle istihdam ediliyordu. Tekel, adeta ilçenin kalbiydi; pazarı canlandıran, esnafı döndüren, yaşamı sürdüren en büyük gelir kaynağıydı.
Ancak bu tablo, 2000’li yılların başında ciddi bir kırılma yaşadı. Türkiye genelinde uygulanan özelleştirme politikalarının bir parçası olarak Tekel İdaresi kapatıldı. Alaçam’daki tütün üreticisinin ürününü alacak, emeğini koruyacak devlet güvencesi ortadan kalktı. Bu yalnızca bir ekonomik karar değil, adeta bir bölgenin damarlarının kesilmesi anlamına geliyordu. Tütün, çiftçinin elinde kaldı; alım garantisi ortadan kalktı. Fiyatlar düştü, üretici zarara uğradı. Çok sayıda aile ya üretimi azalttı ya da tamamen bıraktı.
“Bacasız Sanayi” Umudu: Yüksekokulun Açılışı
Ekonomik olarak zor günler geçiren Alaçam, uzun bir süre kendi yağıyla kavrulmak zorunda kaldı. Tek geçim kaynağı ellerinden alınan halk, başka alternatifler arasa da bu geçiş dönemi sancılı geçti. İşte tam bu noktada, Ondokuz Mayıs Üniversitesi’ne bağlı Alaçam Meslek Yüksekokulu’nun açılması ilçeye umut ışığı oldu. “Bacasız sanayi” olarak adlandırılan eğitim sektörü, hem yerel esnafı hareketlendirdi hem de göçü bir nebze yavaşlattı.
Ancak bu gelişmeye rağmen ilçe ekonomisi hâlâ arzu edilen düzeye ulaşmış değil. Çünkü yüksekokul, gelen öğrenci sayısıyla sınırlı bir ekonomik etki yaratıyor. Tarımsal üretimin yerini tam anlamıyla doldurmak mümkün olmuyor. Alaçam hâlâ eski gücünü, üretim kabiliyetini arıyor.
“Tütünle Her Şey Vardı”
Tütün, Alaçamlı çiftçilerin sadece geçim kapısı değil, aynı zamanda sosyal güvencesiydi. Hasattan sonra borçlar ödenir, ev ihtiyaçları giderilir, çocuklar okutulurdu. Üretici alın terinin karşılığını alırdı. Bugün ise ne o tütün var ne de o istikrar. Bir zamanlar yüzlerce ton ürün çıkan topraklardan artık sınırlı sayıda üretici geçimini sağlamaya çalışıyor.
Devletin tarıma yönelik destekleme politikalarının yetersizliği, genç kuşağın toprağı terk etmesi, üretim maliyetlerinin yükselmesi gibi nedenler Alaçam’da ekonominin yeniden canlanmasını engelliyor. Oysa bu topraklar, bir dönem Türkiye’nin tütün deposuydu.Y
Yerel Ekonomiye Sahip Çıkma Zamanı
Alaçam, Türkiye’nin birçok kırsal ilçesi gibi özelleştirme politikalarının ağır faturasını ödedi. Üreticiden alıcıyı çekip alınca, ilçe kendi haline bırakıldı. Şimdi yeni bir vizyon, yeni bir kalkınma planı gerekiyor. Tarımsal üretimin yeniden canlandırılması, yerel kooperatiflerin kurulması, üreticinin desteklenmesi ve gençlerin kırsala dönmesi teşvik edilmedikçe Alaçam eski günlerini sadece hatırlamakla yetinecek gibi duruyor.