Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık’ın tutukluluğu ve kamuoyuna yansıyan sağlık problemleri, bu çizgiyi yeniden tartışmaya açtı. Gerek tıbbi gerek hukuki gerekse insani çerçeveden bakıldığında, Çalık’ın tahliye edilmemesi sadece bir siyasi figürün değil, tüm yurttaşların adalet duygusunu zedeleyen bir sürece dönüştü.
---
Tutukluluk mu, Cezalandırma mı?
Tutuklama, ceza değil, bir tedbirdir. Hukuk devleti ilkesine göre, kişi yargılama süresince suçlu ilan edilemez. Ancak son yıllarda Türkiye’de tutuklama bir cezalandırma aracına dönüşmüş durumda. Mehmet Murat Çalık’ın dosyası tamamlanmamışken, uzun süreli tutuklu kalması ve sağlık sorunlarına rağmen serbest bırakılmaması, bu durumu açıkça gözler önüne seriyor.
---
Sağlık Sorunu Görmezden Gelinir mi?
Basına yansıyan bilgilere göre Mehmet Murat Çalık’ın ciddi sağlık sorunları bulunuyor ve hastane sevkleri geciktiriliyor. Türkiye, geçmişte cezaevlerinde yaşanan ihmaller nedeniyle birçok can kaybına sahne oldu. Bugün yeniden benzer bir tabloyla karşı karşıyayız. Sağlık hakkı, en temel insan hakkıdır ve cezaevinde bile bu haktan mahrum bırakılmak, açık bir işkence biçimidir.
---
Yargı Bağımsız mı, Siyasal mı?
Muhalefet partileri, özellikle CHP, bu tutuklamayı bir “siyasi gözdağı” olarak yorumluyor. Seçimle işbaşına gelmiş bir belediye başkanının yolsuzluk iddialarının soruşturulması elbette mümkündür ancak bu süreç şeffaf ve hukuk çerçevesinde yürütülmelidir. Çalık’ın uzun süreli tutukluluğu, kamuoyunda "iktidarın muhalif belediyeleri cezalandırma aracı" olarak yorumlanıyor.
---
Toplum Ne Diyor?
Sosyal medyada ve yerel halk arasında “adalet istiyoruz” sesleri yükseliyor. “Bir insan hem seçilmiş, hem de hasta; neden içeride tutuluyor?” sorusu sıkça soruluyor. Bu tepkiler, yalnızca Mehmet Murat Çalık’a değil, adalet sisteminin tüm işleyişine duyulan güvensizliğin göstergesidir. Vicdanları rahatsız eden şey yalnızca bir tutuklama değil; onun biçimi, süresi ve gerekçesizliği.
---
Sessiz Kalmak, Suça Ortak Olmak mı?
Bu mesele yalnızca bir partinin ya da bir ilçenin sorunu değildir. Türkiye’de hukuk, sadece siyasi iktidar lehine çalıştığında; adalet değil, korku düzeni işler. Bugün Mehmet Murat Çalık için ses çıkaranlar, aslında yarının tüm mağdurları için bir uyarı veriyor. Sessiz kalmak, yarın benzer uygulamaların meşrulaşmasına zemin hazırlamak demektir.
---
Mehmet Murat Çalık’ın durumu bize bir kez daha şunu gösteriyor: Hukukun üstünlüğü ilkesi sadece kitaplarda kaldıkça, adalet herkese lazım olduğunda ulaşılmaz olacak. İktidarın yargıyı bir “cezalandırma aparatı”na çevirmesi; hem bireysel özgürlükleri, hem de demokratik toplum yapısını tehdit ediyor. Sağlık gibi temel bir insan hakkı bile siyasi hesaplarla görmezden geliniyorsa, artık mesele bir kişi değil, bir ülkenin vicdanıdır.