Haber: Mehmet Rebii Özdemir
(SAMSUN)-Samsun’da ki Türk-İş’e bağlı il başkanları ve Türk-İş üyesi işçiler bu akşam saat 19.00’de Onur anıtı önünde toplanarak TİS tartışmalarına işçilerinin ve temsilcilerinin alınmamasını protesto ettikleri basın açıklaması yaptılar.
Türk-İş Samsun bölge temsilcisi Fatih Köymen yaptıkları basın açıklamasında şunları söyledi.
“Biz kamuda çalışan işçiler olarak, 2025 yılı Toplu İş Sözleşme sürecinde karşılanmayan taleplerimiz, ücret artışımız ve haklarımız için verdiğimiz mücadeleden asla vazgeçmeyeceğimizi her fırsatta dile getirdik. Bu kararlı duruşumuzun bir parçası olarak eylem planımızı kamuoyuna basın aracılığıyla duyurduk. Geçtiğimiz hafta, 81 ilde iş yerlerimizin önünde bildirilerimizi okuduk. Uyardık, çağrıda bulunduk, dedik ki, geçim derdi büyüdü, bu teklif toplu sözleşme değil toplu oyalamadır. İşçiyi, emekçiyi açlığa mahkûm etmektir. Ve bugün, eylem planımız doğrultusunda bir adım daha atıyoruz. Alanlardayız, meydanlardayız, kitlesel olarak sesimizi yükselteceğiz. Fakat görüyoruz ki, ne bizi duyan olmuş, ne de halkın gerçekleriyle yüzleşen hükümet geçtiğimiz hafta Cuma günü yapılan toplantıda bizlere yine geçim şartlarına uygun olan, kabul edilebilecek bir teklif sunmamıştır. Hatta öyle bir teklif ki işçinin emeği adeta yok sayılmıştır.”
Biz emekçiyiz, biz işçiyiz, biz köle değiliz
Türk-İş Samsun temsilcisi Fatih Köymen;
“Bize reva görülen ücret tüm ülkede işçi kitlemiz ve kamuoyu tarafından üzüntüyle karşılanmıştır. Neden mi üzüldük? Bir söz vardır bilirsiniz, baltayı ağaca vurmuşlar, balta ağaca neden üzüldün diye sormuş, ağaç demiş ki senin bana yaptığına değil sapın gövdemdendir ben ona üzüldüm demiş. Bizi yönetenlere söylüyoruz, bu ülke hepimizin ve biz ülkemize milletimize hizmet ediyoruz. Siz bunu unuttunuz bunu. Biz ona üzüldük. Buradan meydanlardan bir kere daha sesleniyoruz. Biz emekçiyiz, biz işçiyiz, biz köle değiliz. Biz çalışıyoruz, onlar oyalıyor. Biz üretiyoruz, onlar görmezden geliyor. Taleplerimiz duyulana kadar, haklarımız teslim edilene kadar, emek mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz. İşte bu yüzden artık sokaktayız, meydanlardayız, alanlardayız. Geçinemiyoruz, zordayız. Eylemse eylem, grevse grev, meydanlarda mı yatacağız, yatarız, aç mı kalacağız kalırız. Zaten çalışan biziz, zaten aç kalan biziz. İşçiyiz biz işçiyiz. Hakkımızı alana kadar, direne direne kazanacağız. TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarıyla halkın yaşadığı gerçekler arasında dağlar kadar fark var. TÜİK’in verileri yaşadığımız geçim sıkıntısı yansıtmıyor. Mutfakta yangın var, ama TÜİK hala güzel havalardan bahsediyor. Biz emekçiler, pazarda, manavda, sokakta, gerçek enflasyonu yaşıyoruz. Açıkladığınız veriler bu yangını ne söndürebilir, ne de gizleyebilir. Pazardan eli boş dönen emekçi TÜİK’in verilerine değil cebindeki üç kuruşa bakarak yaşamaya çalışıyor. Gerçekleri görmek istiyorsanız TÜİK’in raporlarına değil işçinin boş tenceresine bakın. Ülkemizde vergi yükü işçinin emekçinin sırtına bindirilmiş, maaşlarımız daha cebimize girmeden %27’si eriyor. Az kazanandan çok vergi alan bir sistemde adaletten söz edilemez. Yanlış hesaplarınızın faturasını biz emekçilere ödetemezsiniz. Çıkıp bir sokağa bakın, çarşıya pazara bakın. Sadaka değil hakkımızı istiyoruz. Kuru vaat değil, toplu sözleşme hakkı istiyoruz. Adil bir ücret, güvenli bir gelecek istiyoruz. Onurlu bir yaşam talebimizden geri adım atmayacağız. Emeğimizi yok sayanlar içinin sesini duyana kadar susmayacağız. Sokaklardayız, meydanlardayız, alanlardayız” dedi.