Haber: Hatun Özdemir
(SAMSUN)-SES Samsun şubesi bugün saat 18’de İlkadım ilçesi Akbank Çiftlik şubesi karşısında CHP’li Samsun Milletvekili Murat Çan’ın da katılımıyla 8. Dönem Toplu İş Sözleşmesi hakkında SES Samsun şubesi adına başkan Şuayip Zobalı yaptıkları basın açıklamasında şöyle dedi.
“(Sağlık ve Sosyal Hizmet Sendikası) emekçileri olarak, 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerine hazırlıklarımız başlamış durumda. Geride bıraktığımız 7 dönem boyunca, imzalanan Toplu Sözleşme metinlerinin "tarihi kazanımlar" olarak lanse edilmesine rağmen, emekçilerin geldiği nokta hepimizce malumdur. Maalesef, sendikamsı yapıların iktidar ile olan yakın ilişkisi, baskı, sürgün gibi mobbing yöntemleriyle büyütüldüğünü ve emekçilerin zorla üye yapıldığını görmekteyiz. Yoksulluk sınırının altında yaşam mücadelesi, bugün emeğiyle geçinen biz sağlık ve sosyal hizmet emekçileri, ücretlerimizin yoksulluk sınırının altında kalmasıyla derin bir ekonomik çıkmazın içine itilmiş durumdayız. Enflasyon ve vergi yükü altında cüzdanlarımız dolmadan boşalmakta, kira paramızı dahi ödeyemez hale gelmiş bulunmaktayız. İş yerlerimizde iş barışımız bozulmuş, aldığımız ücretin düşüklüğü üzerine espriler ve aşağılamalar yapılmaya başlanmıştır. İşçi ve emekçinin aldığı ücretler, insanca yaşamdan çok, asgari düzeyde yaşamaya mahkûm edilmiştir. Grevli, toplu sözleşmeli sendika mücadelesinin, 200 yıllık emek mücadeleleri tarihinin, sınıf mücadelesinin kazanımları görmezden gelinmekte ve bu durum birilerinin lütfu olarak değerlendirilmektedir. Uluslararası hukuka aykırı uygulamalar ve grev hakkı engeli, uluslararası düzenlemeler, sendikal örgütlenme, toplu sözleşme ve grev hakkının birbirinden ayrılmaz ve birbirini tamamlayan düzenlemeler olduğunu esas almakta, bu temel hakların tanınması hususunda devletlere sorumluluk yüklemektedir. 1948 İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin 23. maddesiyle herkesin çıkarlarını korumak için tanınan sendika hakkı, toplu sözleşme ve grev hakkının birlikte varlığı ile anlam kazanmaktadır. Ancak ülkemizde kamu emekçileri grevsiz toplu sözleşme yapmaya zorlanarak sendika hakkı sınırlandırılmıştır. Bu durum, kamu emekçilerini yasal sınırları çizilmiş bir prosedürün icrasından öteye geçmeyen bir toplu pazarlık sürecine mahkûm etmektedir.”
Güç dengesizliği ve mücadele hattımız
SES Samsun şube başkanı Zobalı;
“Oysa uluslararası sözleşmelerde memurların grev hakkının varlığı esastır, sınırlamalar istisna olarak kabul edilmektedir. Memurların grev hakkı ILO sözleşmeleri, Avrupa Sosyal Şartı (ASŞ) ve Ekonomik, Toplumsal ve Kültürel Haklar Uluslararası Sözleşmesi gibi uluslararası metinlerce düzenlenmiş, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince denetim altına alınmıştır. Ülkemiz, taraf olduğu sözleşmelere göre iç hukukunu düzenlemek zorunda olmasına rağmen, emekçilerin çıkarına olacak düzenlemelerde sermayenin tarafında saf tutarak bu sorumluluklarından vazgeçmektedir. Güç dengesinin bir tarafın lehine olması durumunda özgür toplu pazarlıktan söz edilemez; bu durum güçlünün güçsüze tahakkümüne dönüşmektedir. Bu durumu her toplu sözleşme döneminde yaşamaktayız. Mevcut yapı içerisinde bir tarafta devletin otoriter gücünü elinde bulunduran kamu işveren heyeti, diğer tarafta ise toplu sözleşme müzakere sürecinde hiçbir gücü ya da yaptırımı olmayan kamu görevlileri sendikaları bulunmaktadır. Yetkilendirilmiş yandaş sendikamsı konfederasyon ve bağlı işkolu sendikaları, kamu emekçilerinin çıkarları yerine kamu işvereni gibi davranması nedeniyle kamu emekçileri gerçek bir pazarlık yapamamaktadır. Grev yasağına bağlı güç dengesizliğinin olduğu, özgür olmayan, kısıtlanmış bir toplu sözleşme sürecinin zorunlu tahkimle kesilmesi, pazarlık sürecindekilerin çatışmalarının artmasına ve sorunların büyümesine yol açmaktadır. Çünkü grev yasakları grevleri önlemenin yanı sıra, çalışma ilişkilerinde çatışmaları artıran bir etkiye sahiptir ve bu çatışmalardan kamu emekçileri mali, ekonomik ve özlük hakları kapsamında her geçen gün daha fazla zarar görmekte, çalışma koşulları olumsuz etkilenmektedir. Biz diyoruz ki, sendikal hareketin başarısının temeli sahip olduğumuz güçlerimizdir: Üye sayımız, güç birliğimiz, bağımsız hareket edebilmemiz, toplu sözleşme ve grev hakkımız en önemli güç kaynaklarımızdır. Bizi işlevsiz ve savunmasız bırakan grevsiz toplu sözleşme yerine, grev hakkıyla donatılmış, tahkimle sınırlandırılmamış toplu sözleşme hakkını elde etmek için birlikte mücadele etmek ve örgütlenmek zorundayız” dedi.