Haber: Mehmet Rebii Özdemir
(SAMSUN)- Doğa Koruma Milli Parkların denetiminde Atakum Belediyesi yine hayvan toplamaya başladığı yönünde Samsun Sinop Veteriner Hekimleri Odası yönetim kurulu üyesi Veteriner hekim Oğuzhan Tekay ve kimsesiz köpeklerin canice toplatılmasına ilişkin açıklamalarda bulundular.
Köpeklerin evinin karşısında sahil kenarında gölgede yatan köpeklerin boğazlarından sıkı sıkıya bağlanarak toplanmasına tanık olan Dr. Eda Çelikkalkan Semiz şöyle dedi.
“Bugün yaşadığım bir olayı size anlatmak istiyorum. Sabahleyin erken saatlerde Atakum'da Cumhuriyet Mahallesi sahilinde ciddi bir polis yoğunluğu ve devlet dairesinden geldiği belli olan daha sonradan veteriner hekim olduklarını öğrendiğim insanlar ve belediye çalışanları olduklarını sonradan öğrendiğim insanlar bir cadı avı gibi çalının altında yatan zavallı bir sokak köpeğini, tamamıyla masum, memeleri yeni doğum yapmış görünümünde olan, oldukça zayıf, küçük ırkla orta ırk arası bir sokak köpeğini boğazına sıkı bir şekilde bağlayarak çekiştirirler, çekiştirerek götürürlerken, gördüm. Dedim ki ne yapıyorsunuz? Dediler ki polis emriyle toplama yapıyoruz. Ondan sonra karşıma polisler geldiler. Hanımefendi ne oluyor dediler. Dedim ki ne oluyor memur bey, nedir, olay nedir? Talimat var topluyoruz dediler. Ama bu hayvanın boğazını çok kötü sıkmışsınız dedim. Boğazını gevşetmek istedim, izin vermediler. Özür diliyorum, çok zor konuşuyorum sizlerle. Ve çekiştiriyorlardı, dedim ki çekiştirme hayvan zaten çok sakin. Ve seninle geliyor. Eşim dedi ki yani götüremiyorsanız ben kucağıma alayım da götüreyim. Nereye arabaya mı bindireceksiniz? Dedim ki nereye götürüyorsunuz? Neden götürüyorsunuz? Çalılığın altında yatan masum bir hayvandan bahsediyoruz. Ve bu dünyada kendimi nokta gibi hissettim. Hiçbir şey yapamadığımı, ben doktorum yaşam hakkına çok inanırım. Yaşam hakkı kutsaldır ve bir tek insanların değil, yerdeki karıncadan gökteki kuşa kadar bütün canlıların yaşama hakkına inanırım. Yaşama hakkının kutsal olduğuna inanırım. Bu dünyanın bir tek insanlar için yaratılmadığına inanırım. Ve biz yaratılmışların en mükemmeli isek çok daha güzel çözümler bulabileceğimizi düşünüyorum. En kolayı seçtiğimizi görüyorum. Çok üzülüyorum, hiçbir şey yapamıyoruz. Ben devlet terbiyesiyle büyümüş bir insanım. Anne babadan öyle görmüş. Ve ben sadece memur bey yapmasak olmaz mı diyebildim. İnsan kendini suçlu hissediyor.
Daha ötesini yapamadığı için, daha etkin olamadığı için, bu dünyada bir şey yapamadığıma inanmaya başladım. Yani ben elbette ki sokak hayvanlarının çocuklara saldırısından ve o çocukların yaralanmasından, ölmesinden bunlara gerçekten ben üzülüyorum. Ama bunlara çözümünün bir başka canlıyı sadece ona saldıran hayvanla aynı cinse mensup diye toplayıp toplayıp öldürmek olduğuna inanmıyorum. Ve dünya tersine dönse bana bunu inandıramazsınız. Öyle olsa tecavüz eden erkekler var. Bütün erkekleri mi yok edelim? Ne yapalım? Çocuklarını öldürenler var. Bütün insanları mı yok edelim? Bu dünya bir tek bize ait değil. Bir sürü çözüm sunulabilirdi. Mesela bir sürü devlet hazinesi var. O arazileri çevirseniz, herkes gönüllü olan, hayvanlara zarar vermeyin diyen insanlara, hadi bakalım deyin taşın altına elini koy deyin, mesela bir gün bana versinler. 24 saat ben orada o hayvanlara bakımını ben üstleneyim. Karşılıksız hiçbir şey istemeden. Orada yaptıkları pisliği temizleyeyim. Yemeklerini vereyim, sularını vereyim. Ne bileyim yapılacak bir sürü iş var. Şimdi soruyorum, yıllardır Biz kısırlaştırma diyoruz. Bu hayvan yeni doğum yapmış belli memelerinden belli. Yani yapılması gereken bunca şey yapılmamışken. Şimdi en doğru şey bu hayvanları öldürmek mi gerçekten de? Etrafımı sardı polisler, karışmayın diyorlar, ellemeyin, yaklaşmayın, konuşmayın. Yapmayın ne olursunuz ya. Bu kadar, bu kadar. Yaşamak bu kadar ucuz olmamalı ya. Ben ne kadar nefes almaya hakkım varsa, sizin de var. O köpek saldırısına uğrayan çocukların da var. O çalılığın altında yatan garibanında var. Gökte uçan martının da var. Daha güzel çözümler sunulabilirdi. Doğru bir şey yapmıyoruz. Ve hiç etkin bir etkin bir direnişle gösteremiyoruz. Bir şey yapamıyoruz. Mesela ben kendi adıma söyleyeyim. Ben bir polise tutup kötü laf söyleyemem. Yetiştirilme tarzıma aykırı. Devlet saygıma aykırı. Ama ne olur bir şey yapın. Bir şey olsun artık ya bir şey olsun yani bir şey olsun. Ve ben sabahtan beridir perişan haldeyim. En büyük inancım yaşam kutsaldır. Ve yaşan bir tek insanlara hak bir özellik değildir. Ormanın, ağacın, karıncanın, martının, karganın, köpeğin, kedinin hepimizin, bu dünya hepimizin. Aynı noktadan yaratıldık. Neresinden bakarsanız bakın. Yani bilmiyorum söyleyeceklerim bu kadar. Gördüklerim Sanıyorum ben uzun süreçlisinden kalkamayacağım. Çünkü hiçbir şey yapamamak çok acı. Çaresizlik çok acı. Hiçbir şey yapamamak, öylece bakmak. Onun gidişini, masumiyetini. Lütfen yetkililere sesleniyorum. Bir şey yapın artık.
Samsun Sinop Veteriner Hekimler Odası Yönetim Kurulu üyesi Veteriner Hekim Oğuzhan Tekay, Atakum sahilinde yaşanan hayvan toplama işlemlerine ilişkin şunları söyledi.
“Bugün Atakum Denizevleri'nde hatta sahil şeridin neredeyse tamamında Doğa Koruma Milli Parkları denetiminde Atakum Belediyesi yine hayvan toplamaya başladı. Yeni yönetmelik gereği Doğa Koruma Milli Parkları bu konuda denetçi olabiliyor ve sağ olsunlar bu konuda haklarının sonuna kadar sadece Atakum Belediyesi'nden yana kullanmayı tercih ediyorlar. Geçen hafta valilik toplantısından sonra bir yazı ortalarda dolanmaya başladı. Yaşam yerinizi bir an önce yapın, yapmasanız da bir an önce bu hayvanları toplayın. Sokakta hayvan görmek istemiyoruz, bundan rahatsızız tarzında bir yazı dolaşmaya başlamıştı. Valiliğin toplantısına alınan bir karar olarak. Bugün Atakum Belediyesi'ne, yarın başka belediyelere yine hayvan toplatacaklardır diye tahmin ediyorum. Ama 17 ilçe arasından sadece sürekli Doğa Koruma Milli Parklar, Atakum belediyemizin üstünden elini hiç çekmiyor sağ olsunlar bu konuda. Sanırım artık siyasi bir görüşün sonuçları diye tahmin ediyoruz. Barınak kapasitesi dolu. Ta geçen sene Mayıs ayında bütün belediyelere, bütün ilçe belediyelerine barınaktan yazı gitmişti zaten. Sağlıklı hayvan kabul etmiyoruz kapasitemiz dolu diye. O günden itibaren gerçekten belediyelerin şahsi olarak toplayıp götürdüğü yaralı olmayan hiçbir hayvanı da kabul etmediler gördüğümüz kadarıyla. Bu süreci ellerinden geldiğince iyi yönetmeye çalıştılar ama son zamanlarda Doğa Koruma Milli Parkları denetiminde zorla aldırılan belediye personeline bu işi yapmak zorundasın, senin işinin adı bu denilen işler yaptırılıp alınan hayvanlar barınağa sıkıştırılıyor. Bu hayvanlar için zaten bir yasa çıkardınız, katliam yasası. Katliamı biz yapmayalım da istiflenerek mi olsun diye bir çaba içindesiniz. Bu hayvanlar bir de şöyle bir yanı var, alınan hayvanların tamamı sakin hayvanlar, agresif hayvanları zaten alamıyorsunuz. Yani mahallenin sevilen hayvanlarını almanın size ne kârı olacak? O hayvan o bölgeyi boşalttığı zaman oraya gelen diğer agresif hayvanlar sorununu nasıl çözeceksiniz? Bunu da merakla bekliyoruz diyelim.”