Haber: Mehmet Rebii Özdemir
(SAMSUN)- Samsun Tabip Odasının 14 Mart Tıp Bayramı nedeniyle Atakum belediyesinin Ata Sanat merkezinde dün akşam kendisi de hekim olan CHP’li Samsun Milletvekili Dr. Murat Çan, Samsun Tabip Odası TÖK (Tıp Öğrenci Kolu) başkanı Süleyman Taha Kılıç, Tabip Odası başkanı Dr. Sema Aydoğdu ve DR. Nedim Ecevit’in de birer konuşma yaptıkları plaket törenin de hekimlik mesleğinde 64,50,40 ve 30 yıllarını dolduranlara plaketleri takdim edildi.
Samsun Tabip Odası TÖK başkanı Stj.Dr. Süleyman Taha Kılıç yaptığı konuşmasında şöyle dedi.
“6 Şubat depreminde hayatını kaybeden başta sıra arkadaşımız Hatice Senay Yıldız olmak üzere tüm yurttaşlara Allah'tan rahmet dileyerek başlamak istiyorum. Tüm doktor ve doktor adaylarının 14 Mart'tan kutlarım. Farklı kürsüler de olsa 14 Mart için üçüncü yıl TÖK adına konuşacağım bu yıl. Konuşmamı hazırlamadan önce eski konuşmalarımı okuyarak kendimi tekrara düşürmek istemedim. Fakat görüyorum ki sorunlarımız hala aynı. 3 yılda değişen bir şey olmamış. Kısaca 14 Mart'ın tıbbiyeliler için öneminden bahsetmek istiyorum. 14 Mart tarihinde Hikmet Boran önceliğinde diğer tıbbiyeliler İstanbul'u işgal eden emperyalist güçlere karşı direniş başlatmışlardır. Gelinen noktada görüyoruz ki, fiili bir işgal olmasa da günümüzde sağlık sistemi Sermayeye hizmet etmekte ve bu uğurda halkın sağlığını hiçe saymasın. Bu yıl öğrenci olarak geçireceğim son 14 Mart olmasının ve yapmış olduğum konuşmanın Samsun TÖK Başkanı olarak yaptığım son konuşma olmasının burukluğunu yaşıyorum. Size biraz TÖK'ten bahsetmek isterim. TÖK ve o da öğrenciler için sığınılacak bir liman gibiydi. Ne zaman başımız sıkışsa, hasta başlarında strese girsek hastanede, gidecek yer bulamayınca odaya gideriz. TÖK'te kimse fikrini söylediği için yargılanmaz. Çünkü her şeyi konuşarak halledebileceğimize inanırız. Beraber yürüdüğümüz bu yolda birbirimizi aynı aileden gibi gördük. Fakültenin en güzel zamanlarını beraber geçirdik. Gerek güldük gerek eğlendik, ama her zaman tıp öğrencilerinin yararına işler yaptık. Kısaca size bu fakülte hayatında Samsun Tıp Odası tıp öğrenci kolunu şöyle anlatabilirim. Bu fakülte hayatını siyah bir defter, Samsun Tıp Odası tıp öğrenci kolunu ise beyaz bir kalem olarak anlatabilirim. Biz bunları yaparken bize tam destek olan hocam bunu yapabilir miyiz dediğimizde, biz bunları yaparken bize tam destek olan, hocam bunu yapabilir miyiz dediğimizde hep daha fazlasını veren, isteyen, başta Sema Aydoğdu hocamız olmak üzere, tabip odasındaki hocalarıma teşekkürü borç bilirim. Kürsüye çıkarken TÖK başkanı olarak çıkmış olabilirim. Ama inerken öyle olmayacağım. Çünkü TÖK'ün dinç ve dinamik kalmalıdır. Diğer hekim örgütlerinin olması gerektiği gibi. Gelecek yıllarda Samsun TÖK'ün muazzam işler yapacağına hiç şüphem yoktur. Güvenim tamdır gelecek nesilden. Tüm hekimlerin tekrardan on dört Mart'ını kutlar. Herkese iyi akşamlar dilerim.”
Samsun Tabip Odası başkanı Dr. Sema Aydoğdu:
CHP’li Samsun Milletvekili Dr. Murat Çan;
“Türk Tabipler Birliği ve haliyle Samsun Tabip Odası çok doğru bir yerde. Göreve geldikleri andan itibaren mesleğin sorunlarını vatandaşın sorunlarıyla birlikte çözecek her türlü adımı Türkiye'yi karış karış dolaşarak sergilemeye gayret ediyorlar. Bu anlamda yasamaya da aslında bir yön gösteriyorlar. Bu nedenle başta başkanım olmak üzere Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi'ni bu anlamda tebrik ediyorum. Onların yanında olacağız. Mesleğin sorunları aynı zamanda sistemin sorunları çok çok büyük. Bunun için cumhuriyetin ilk yıllarına dönmek lazım. Cumhuriyet kurulduğu andan itibaren devlet yönetimiyle ilgili çok denemesi olmayan ama kendi hayatını bu topraklara adamış çok kıymetli devlet adamlarımız başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere yeni kurulan cumhuriyetin Oluşturulmaya çalışılan ulusun önce sağlığını yanında ekonomisini ve diğer branşları hep birlikte bir bütün olarak değerlendirmişler. Ve sağlıkta verem savaşıyla, sıtma savaşıyla ve birinci basamakla uğraşarak özellikle koruyucu hekimlik başta olmadığı sağlık hizmeti sunumunu dünyaya örnek olacak şekilde sergilemişler. Bence bugün bir sistem arayanlar hükümet adına söylüyorum. Oraya bakmalılar. Bugün geldiğimiz noktada ben devletim diyen bir milletvekili ben devletim her şeyi yaptım. Bundan sonra sıkıntı yaşarsanız gidin doktorun, hemşirenin, sağlıkçının gırtlağına sıkın diyecek bir kibre gelmiştir. O yüzden tıp öğrencileri, kolu, başkanımızın söylediği sorunlar değişmiyor. Dolayısıyla ben de aynı şeyleri konuşmak durumunda kalıyorum sitemini çok haklı görüyor. Yeni doğan çetesi başta olmak üzere. Burdur'da yaşanan sağlık skandalı. Dünyada eşi benzeri görülmemiş bir olay. Gidip yerinde gördüm. Antifriz solüsyonu, hemodiyaliz sisteminin içine zerk edilmiş. Yani hastaların kanında antifriz solüsyonu dolaşmış. Bu bir şeyle açıklanabilir. Akabinde Bolu'da yaşanan yangın skandalıyla ilgili birleştirdiğimizde hayatın her alanında öngörüsüzlük şeffaflıktan uzak ve denetimini hiç önemsemeyen az önce arkadaşımızın da söylediği gibi kişilere sermaye hizmet eden bir sağlık sistemine maalesef bütün hekimler ve sağlık çalışanları olarak yıllardır hizmet eder hale geldik. O yüzden başka bir sağlık sistemi mümkün. İnşallah çok kısa zamanda hallolacak.”
Meslekte 40 yıl plaketini alanlardan Dr. Nedim Ecevit’te şunları ifade etti.
”Her zaman hekimiz. Yani bir gün hekimliği bıraksak da hekimiz. Dolayısıyla bu önemli meslek her zaman yanımızda. 40. yıldayız, 40 yılı şöyle birkaç cümleyle özetlersem, hekimlik açısından, başlarda ilk yaklaşık 17-18 senem mesleğimde, Hekimlik mesleğinin maalesef siyasete ne kadar arka bahçe olmasına çalışırken geçti, bizi yönetenlerdi. Dolayısıyla onlar oradan oraya, buradan buraya insanlara sürerek oy avcılığına kalktılar ve hekimlikte bayağı sıkıntılı, şuursuzca işler yaptılar. Bir şekilde hak ettiği yere hekimlik gelemedi. Ancak ş u son yaklaşık 20 yıldır, işte o çok daha beter. Tüm mesleklerde olduğu gibi, tüm mesleklerde olduğu gibi hekimlik daha da beter bir duruma geldi. Artık çökme noktasına geldi. Birinci basamak işlemez oldu, koruyucu hekimliği bıraktı. İkinci basamak beş dakika muayenelere esir oldu, randevu sistemine esir oldu, aşırı yük altında kaldı. Akademisyenlik zaten üniversiteler oldukça zor durumda kaldılar ve birçok zorluklarla mücadele ederek neredeyse yarı özelleştirdiler. Kısacası sağlık tamamen ticarileşti” şeklinde ifadelerde bulundu.
Konuşmalarından ardından 64 yılını dolduran bir hekime, 50. Yılını dolduran 15 hekime, 40. Yılını dolduran 9 hekime ve 30. Yılını dolduran 39 hekime plaketleri takdim edildi.
,