Haber: Mehmet Rebii Özdemir
(SAMSUN)- Samsun Emek, Barı ve Demokrasi güçleri saat 19.00’da Öğretmenevi önünde toplanarak, Çiftlik caddesi boyunca sloganlar atarak Orta Doğu’daki emperyalist barbarlığı halklar durduracağına ilişkin her zamanki basın açıklaması yaptıkları yere Akbank Çiftlik şubesi önüne kadar yürüdüler.
Samsun Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri (SEBDG) adına Erdem Avcı okuduğu basın açıklamasında şunları söyledi.
“İsrail’in, Filistin halklarına karşı 7 Ekim 2023’ ten bu yana hiçbir sınır tanımadan yürüttüğü soykırım savaşı 60 binden fazla insanın hayatını kaybetmesine neden oldu. Ancak kana doymamış olacak ki, bu kez de İran’a saldırarak ABD emperyalizmi destekli vahşetini sürdürerek yeni bir aşamaya taşımakta ısrarlı görünmektedir. ABD’nin Ortadoğu’daki vurucu gücü İsrail’in, 13 Haziran tarihinde İran’ın üst düzey askeri ve nükleer tesislerine yönelik saldırıları ile başlayan ve İran’ın balistik füzelerle yaptığı misillemelerle devam eden çatışmalar 22 Haziran da ABD’nin İran Nükleer Tesislerini bombalamasıyla Savaşın yaygınlaşmasının yolunu açarken bombalamalar sonucunda yüzlerce sivil hayatını kaybetti, binlercesi yaralandı. Savaş en çokta çocukları kadınları ve engellilerin yaşamlarına mal oldu. 24 Haziran itibariyle ABD-İsrail-İran arasında ateşkes anlaşması yapılmıştır. Olumlu karşılamakla birlikte Emperyalist kapitalist politikalar sürdürüldükçe savaş olgusu halkları birbirlerine düşmanlaştırmaya devam edecektir. Bu ateşkes ile birlikte halklarımıza Emperyalist-Siyonist politikalara geçit vermemek daha da zaruri hale gelmiştir.”
İsrail için çelik taşıyan gemiler Mersin limanında ayrılıyorlar
İsrail’ in petrol ihtiyacının çoğunun Türkiye üzerinden gönderilen Azeri petrolü ile karşılanmakta olduğu söyleyen Erdem Avcı açıklamasını şöyle sürdürdü.
“Ortadoğu ateşler içerisindeyken bir diğer coğrafyada da Rusya–Ukrayna savaşı sürmekte, her iki savaşta nükleer tehditler havada uçuşmaktadır. Dünyanın sonunu getirecek olan nükleer savaş ihtimali her geçen gün kuvvetlenirken vurulan nükleer tesislerde meydana gelen ya da gelecek olan radyoaktif sızıntıların insan yaşamına ve doğaya vereceği olumsuz etkilerini ilerleyen zamanda acı bir şekilde tecrübe edeceğiz. ABD ve NATO’nun güvencesiyle emperyalist çıkarlar uğruna Ortadoğu’daki savaş genişletilmekte, bu kanlı ittifakın çıkarları için insanlar canlarından olmaktadır. Bölgedeki tüm halkların istediği, ancak bir türlü erişilemeyen barış ve kardeşlik ortamının yerine emperyalist güçler tarafından dayatılan savaş politikaları, daha fazla sömürü, işsizlik, yoksulluk, ölüm ve doğanın yıkımını getirecektir. Saldırılara doğrudan destek veren yönetimler kadar, başını kuma gömerek felaketlere yol açacak savaşa yol verenler de bu katliamın ve yıkımın suç ortaklarıdır. İktidarın, bir yandan İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılar sırasında, üst perdeden açıklamalarla İsrail’e tepki gösterirken, diğer yandan da ticari ilişkileri devam ettirdiği biliniyor. İsrail’ in petrol ihtiyacının çoğu Türkiye üzerinden gönderilen Azeri petrolü ile karşılanmakta, tüm tepkilere rağmen İsrail için çelik taşıyan gemiler Mersin Limanından birbiri ardına ayrılmaktadır. ABD ve NATO baskısıyla Türkiye’nin savaşa dâhil olması ya da ABD’nin Avrupa ülkeleri üzerindeki üslerinden kalkan bomba yüklü uçakların Türkiye hava sahasını kullanması durumunda İran’ın Türkiye’deki ABD üslerine ve nükleer tesislere yapacağı saldırılar büyük bir yıkıma neden olacaktır. Bu nedenle Türkiye bu savaşın tarafı olmak yerine, Ortadoğu’da ezilen halklar adına barışı savunmak ve savaşın durdurulması yönünde çaba sarf etmelidir” diye konuştu.
Bölgesel ve küresel barış tesis edilmeli
SEBDG adına açıklamasına devam eden Erdem Avcı şöyle dedi.
“İktidarların ve sermayenin halkı aldatan ikiyüzlü politikalarına kimse kanmamalıdır! Türkiye’de iktidar ve sermaye, İsrail ile tüm ilişkilerini açık, kesin ve ikna edici bir şekilde kesmeli, Türkiye üzerinden İsrail’e petrol sevkiyatı durdurulmalı, Kürecik radar üssü dâhil limanlar ve hava sahası İsrail’in tüm faaliyetlerine kapatılmalıdır. Barışın toplumsallaşmasının konuşulduğu bu günlerde kimse unutmamalıdır ki, bölgesel ve küresel barış tesis edilmedikçe kalıcı bir barışın koşulları oluşmayacaktır. Tüm gelişmeler gösteriyor ki, ABD emperyalizminin bölgedeki vurucu gücü İsrail barbarlığını ancak bölge halklarının direnişi ve dünya haklarının dayanışması durdurabilir. Dünyanın birçok ülkesinde liman işçilerinin, “insanlık onuru’’ nu yüklenerek İsrail’in soykırımını durdurmak için grev ve eylemler yapması bu açıdan yol göstericidir. Bizler, İran’da baskıcı sömürücü molla düzenine karşı mücadele eden, İsrail’de Siyonist saldırganlığa karşı barış ve demokratik haklar mücadelesi veren işçilerin, emekçilerin yanındayız. Ortadoğu halklarının barış içerisinde, kardeşçe bir arada yaşamasını istiyoruz. Bunun için, emperyalist-Siyonist ittifakın ve işbirlikçilerinin Ortadoğu’dan sökülüp atılması şarttır. Savaş ve sömürü ittifakının ve egemen güçlerin tırmandırdığı bu savaşı ancak halkların bağımsız, eşit, barışçıl, demokratik temelde bir arada yaşamak için, dayanışmayı ve mücadeleyi büyütmesi durdurabilir! Bunun için sömürülen ve ezilen bütün halk kitlelerini, savaşa karşı BARIŞ için enternasyonal dayanışmayı büyütmeye çağırıyoruz.”