MEHMET REBİİ ÖZDEMİR
Kuzey Kültürevi Derneği başkanı İzzet Keskin, dostluk ve dayanışma kahvaltısına katılan konuklara hitaben şunları söyledi. “Dostluk ve dayanışma kahvaltımıza hoş geldiniz. Ülkemizin içinde bulunduğu durum artık, Türkiye’de yaşayan halklar için bir dönüm noktası olacak. 21 yıllık iktidarın toplumun üzerinde kurduğu baskı ve şiddet ortamı arttıkça birbirimize daha çok dayanışma ve bir araya gelme ihtiyacını duyduğumuz günlerden geçiyoruz. Toplumsal ve siyasi atmosferin bu denli zor ve seçimlerin olduğu bu dönemde kahvaltımıza gelip bizlerle dayanışma gösteren, herkese teşekkür ederiz. Derneğimiz her zaman, ezilenlerin, ötekileştirilenlerin, doğası haline gelmiş ülke gündemini sarsan ve halen acısını kalbimizde hissettiğimiz deprem süreci yaşadık. Bu süreçte sizlerle bütün dostlarla birlikte deprem bölgesindeki bütün acıları sarmaya çalıştık. Bir araya geldik ve sayısız gönüllülerimizle bir arada olmaya çalıştık. Bizler kültür ve sanat kavramının altını boşaltan bu ceberut iktidara karşı Türkiye’de yaşayan halkları ilgilendiren her meselede her söyleme çözüm üreten yerde durmaya devam edeceğiz. Tabi ki bu sistemin katkılarıyla ve dayanışmalarıyla gerçekleşecek.”
DAHA İYİ BİR TÜRKİYE İÇİN EMEK VERMEK ŞART!
Dernek başkanı İzzet Keskin’in ardından Kuzey Kültürevi kurucu başkanı Abdurrahman Karadeniz’de bir konuşma yaptı. “Türkiye büyük bir değişimin arifesinde, Türkiye Mayıs’ın ikinci yarısında yepyeni eskiye göre yepyeni olabilme ihtimalleri çok yakınız. Böylesi şu 15 günde neler yapabilirsek ne kadar emek verebilirsek o kadar, istediğimiz değişimi yakalamış olacağız. Şimdi buradaki arkadaşlarımın çoğunluğu tanıdığım gördüğüm kadarıyla hep değişimden yana olmuş, daha iyi bir Türkiye kurmak için emek vermiş, daha güzel bir tabyaları olan arkadaşlarım bu arkadaşlar değişmek için, yıllarını ömürlerini vermişler. Ama bu değişmek öyle bir şey ki, bunda herkes değişmiyor. Kimileri değişmeye karşı çıkıyor, eski korumaya çalışıyor, kimileri kendisi için değişim istiyor, ama birde toplumsal anlamda bir değişim derdi olanlar var. Buradakileri kast ediyorum. Dışardaki milyonları kast ediyorum. Türkiye’nin böyle tek adama mahkûm edildiği dönemde şu 15 gün içerisinde bu tek adamdan kurtulmak gerekiyor. Zaten kendisinin de bu konuda bize olumlu işaretlerini alıyoruz” dedi.
TÜRKİYE’DE KADIN ÇALIŞKANLIĞINA ÖZVERİSİNE İHTİYAÇ VAR…
Kuzey Kültürevi ’nin dostluk ve dayanışma kahvaltısına katılan Yeşil Sol Partisi Milletvekili adaylarından Emel Sezgin Çakır’da yaptığı konuşmasında şunları söyledi. “Kısaca size neden Yeşil Parti, neler yapmak istiyoruz iki dakika özetlemek istiyorum. Sabrınıza sığınarak. Yeşil Sol Parti kadın mücadelesinde kadının siyaset arenasında önde olmasına, eşit temsiliyetine en fazla önem parti. Eş başkanların kadın olması burada olduğu gibi pek çok ilde kadın adayların birinci sırada olması bunun en somut göstergesi. Çünkü Türkiye’de ki kadın dokunuşuna üretkenliğine, çalışkanlığına özverisine ihtiyacı var. Kadın artık evde çocuk bakan değil, çalışan, üreten, mücadele eden söz sahibi olan olmalı. 2. Bir notta çok renkliliğimiz. Toplumda öteki olan yok sayılan, ezilen herkesin partili temsil ediliyor. Özgürce mücadele alanı açılıyor. Hiç kimseyi aidiyeti yüzenden ötekileştirme yaşanmıyor, yok sayılmıyor, Gergerlioğlu insan hakları için koşuyor. Ali Kenanoğlu Alevi yurttaşlar için çırpınıyor, bunlar en somut örnekler. Türkiye’nin her kesimin temsil edilmesi ve çok renkliliği birlikte kardeşçe siyaset yapması aslında gelecek Türkiye’nin ayak sesleri prototipidir. Olması gerektiği gibi Kürt’ü, Alevi’si, Türk’ü, Sünni’si, KHK’lısı, Dindarı, Dinsizi birlikte kol kola olabiliyor. Mücadele edebiliyor. Son olarak KHK mücadelesinden bahsetmek isterim. KHK’lalrın iptal edileceğini KHK’lıların geri iade edilip daha sonra adil yargılamalarla suçlulara ceza verilmesi gerektiğini savunan seçim beyannamesine açıkça yazan tek parti Yeşil Sol Parti’dir. Siyasiler gelen takipsizlik vaadinden öte geçmiyorlar. Çünkü biz ölüyoruz. Bakın burada Samsun’da yaklaşık bir ay önce KHK’lı akademisyen bir kadın arkadaşımız intihar etti. 3 tane çocuğunu geride bıraktı eşini geride bıraktı ölümü seçti. Neden biliyor musunuz, yalnızlaştığından, ötekileştirildiğinden, yok sayıldığından ailesi tarafından suçlandığından ama en önemlisi de umudunu kaybettiği için siyasilerin takipsizlik beraat ayrımından öte geçmesi işte bu yüzden çok önemli, 500 bin KHK’lı evinde umut bekliyor, işaret bekliyor, haklarının iade edileceği günü bekliyor ve siyaseten bunları yaşadığımız için çözümünde siyasi olduğunu çok iyi biliyoruz. Bu yüzden zaten siyaset arenasındayız. Sadece bu arkadaşımız değil. Ondan iki hafta öncede Terme’de 17 yaşında bir çocuğumuz intihar etti. Anne baba KHK’lı ve çocuk bağıra bağıra ben hukuk istiyorum diye diye öldü. Çünkü bu dünyada hukuku bulamayacağına inandı. Çünkü siyasiler ona umut olamadı. Toplum ona umut olamadı. Bu yüzden bu çocuğumuz ölümü seçti. Şimdi biz mücadele etmeyelim de siyaset arenasına girmeyelim de ne yapalım? Artık ölüme gitmek istemiyoruz. Artık ölümü seçmek istemiyoruz. Hayatta kalmak bu topluma katma değer sunmak istiyoruz.”
BİZ HERKESİN SESİYİZ!
Yeşil Sol Parti milletvekili adaylarından Savaş Karaduman’da partisinin seçim beyannamesini ve projelerini aktardığı konuşmasında şu ifadeleri kullandı. “Bizi burada buluşturan, bir araya getiren Kuzey Kültür Evi’ne sonsuz teşekkürler. Hepinizi Yeşil Sol Parti adına en içten duygu sevgi ve saygılarımla selamlıyorum. Biz Yeşil Sol Parti olarak ezilenlerin, mazlumların, mağdurların, herkesin sesiyiz. Biz kendimizin ve aynı zamanda birbirimizin sesiyiz. Türk’üz ama Kürt’ün sesiyiz, Kürt’üz ama Ermeni’nin sesiyiz, Ermeni’yiz ama Laz’ın sesiyiz, Laz’ız ama Gürcülerin, Arapların, Çerkezlerin, Romenlerin sesiyiz, İnanmıyoruz ama inanların sesiyiz, Müslümanız ama Hristiyanların, Ateistlerin sesiyiz, biz susturulmuş, bastırılmış, sindirilmiş tüm insanların sessiz çoğunluğun sesiyiz, Aleviyiz, Sünni’yiz, Yezidi’yiz, işçiyiz, köylüyüz, emekçiyiz, yoksuluz, öğrenciyiz, çocuğuz, genciz, kadınız, emekliyiz, engelliyiz, sanatçıyız halkız biz, halk olarak bir birimizin, insanlığın sesiyiz biz. Aynı zamanda doğanın ve tüm canlıların sesiyiz, adaletin, özgürlüğün, barışın, kardeşliğin, umudun, sevginin, aşkın, devrimin ve sosyalizmin sesiyiz. AKP-MHP Faşizmine, halklarımızı ayrıştıran dindar ve kindar öfkesine, böl parçala yönet politikası ve dayatmasına karşı, birbirimize karşı olmayı, birbirimizi dışlamayı ve öteki olmayı asla kabul etmiyoruz. Biriz, birlikteyiz, kardeşiz, bu karanlık adam rejimini hep birlikte yerle bir edeceğiz. Artık yeter bıçak kemiğe çoktan dayandı. Bu gidişe bu zulme, bu soygun düzenine son verme zamanı geldi. Farklı din, dil, düşünce ve farklı inançlara sahip olan herkese yoksullara, ezilenlere, gençlere, kadınlara ve tek adam rejimi tarafından dışlanan horlanan öteki ilan edilen herkese halkımıza kazandırmak için buradayız. Alanlardayız, biz AKP MHP faşizmine ve tek adam rejimine mutlaka ama mutlaka kaybettireceğiz. Hiç kuşkunuz olmasın. Önemli bir yol ayrımındayız. Ya AKP MHP faşizmi yeniden kazanacak, ya da faşizme, barbarlığa Talibancı ve Hizbullahçı bu zulüm iktidarına hep birlikte dur diyeceğiz” dedi.
