Mehmet Rebii Özdemir
SAMSUN- Kamuoyunu sarsan “sahte diploma çetesi” skandalı, yalnızca bireysel dolandırıcılıkla sınırlı kalmadı; devlet kurumlarında yaygın bir kurumsal yozlaşmayı da gözler önüne serdi. Eğitim-İş Samsun Şube Başkanı Onur Gündüz, yaptığı basın açıklamasında yaşananları "çürümüş düzenin belgesi" olarak tanımlarken, hükümete ve Milli Eğitim Bakanlığı’na sert ifadelerle yüklendi.
Sisteme Erişim Sağlayan Çete, Yüzlerce Sahte Akademisyeni Göreve Yerleştirdi
E-imzaların kopyalanmasıyla resmi sistemlere yetkisiz erişim sağlayan bir çetenin, sahte diplomaların yanı sıra sürücü belgeleri ve personel kimlikleri ürettiği ortaya çıktı. Aralarında doçent ve profesör unvanlı yüzlerce ismin sahte belgelerle akademik kadrolara atandığı iddia ediliyor.
Gündüz’e göre burada en önemli soru şu: Bu belgeler nasıl oldu da kamu kurumlarında bu kadar kolay kabul gördü?
"Denetim Askıya Alındı, Liyakat Dışlandı"
Gündüz, açıklamasında mevcut yapının uzun süredir denetimsizliğe mahkûm edildiğini ve liyakat ilkesinin sistem dışına itildiğini ifade etti. “Kamu hizmeti keyfiyete teslim edilmiştir. Atamalar ve terfiler ideolojik sadakatle şekillendirilmiş, bilimsel liyakat yok sayılmıştır” dedi.
"Bu Skandallar Tekil Değil, 23 Yıllık Siyasi Tercihlerin Sonucudur"
Açıklamada yaşananların münferit olaylar değil, AKP iktidarının 23 yıldır sürdürdüğü çarpık sistemin sonucu olduğunun altı çizildi. Gündüz, “Hesap vermekten kaçınan, denetimi dışlayan ve eleştiriyi bastırmayı görev edinmiş bir anlayış, sadece kurumları değil, yurttaşla devlet arasındaki demokratik bağı da koparmaktadır” dedi.
"Bu Bedeli Emeğiyle Yaşamak İsteyen Gençler Ödüyor"
Sahte diplomalılar üzerinden yükselen kariyerler yüzünden gerçek emek sahiplerinin değersizleştirildiğine dikkat çeken Gündüz, KPSS’de elenen binlerce gencin, atanamadığı için hayatına son veren öğretmenlerin ve üniversite mezunu market kasiyerlerinin hakkının gasp edildiğini vurguladı.
Cumhuriyet’in Değerleri Ayaklar Altında
“Cumhuriyet yalnızca bir yönetim biçimi değil; adaletin, eşitliğin ve liyakatin teminatıdır” diyen Gündüz, bu bağın zayıflatılmasının kamu hizmetini felç ettiğini ve ortak yaşamın güvenliğini tehlikeye soktuğunu belirtti.
Milli Eğitim Bakanlığı’na SERT SORULAR
Gündüz, yıllardır kapalı kapılar ardında yürütülen ve kamuoyundan gizlenen sahte diplomalı öğretmen skandalına da dikkat çekerek yetkililere şu soruları yöneltti:
Soruşturmalar Bilerek Kapatıldı mı?
Gündüz, bu sorulara yıllardır yanıt verilmediğini ve dosyanın ucu iktidar kadrolarına, bazı siyasilere ve örgütlü yapılara dayandığı için sürecin bilinçli şekilde örtbas edildiğini iddia etti. "Eğer gerçekten bağımsız bir soruşturma yürütülseydi, bu çeteler bugün devletin merkezine yerleşemezdi" dedi.
"Sahtecilik Ağının Tüm Bağlantıları Ortaya Çıkarılmalı"
Eğitim-İş, yaşananları sadece bir idari sorun değil, ulusal güvenlik sorunu olarak tanımlayarak şu çağrıda bulundu:
“Sahte diplomalıların tamamı teşhir edilmeli, görevleri iptal edilmeli, haklarında yargı süreci derhal başlatılmalıdır. Siyasal uzantılar da dahil olmak üzere bu çürümüş yapı ifşa edilmelidir.”
"Gerçek Diploma Emekle, Bilimle, Onurla Kazanılır"
Açıklamanın sonunda Gündüz şu sözlerle kamuoyuna seslendi:
“Gece gündüz çalışarak bilgi ve emekle yaşam kurmaya çalışan gençlerin, işsiz bırakılan akademisyenlerin hakkını savunmaya devam edeceğiz. Sahte diplomalarla bu ülkenin değerlerini çalan herkes, er ya da geç hesap verecek.”