Haber: Mehmet Rebii Özdemir
(SAMSUN)- Samsun’un Terme ilçesindeki çeltik üreticilerinin denize yapılan dalgakıranlar nedeniyle yaz aylarında deniz suyunun geriye basması sonucu çeltiklerinin zarar gördüğünü belirten köylülerin CHP’li Samsun Milletvekili Murat Çan sorunlarını dinledi ve çözüm yollarını araştırdılar.
Çiftçilerle CHP’li Samsun Milletvekili Murat Çan ve Sancaklı Mahallesi muhtarı İdris Aydın ve çeltik üreticileri arasındaki konuşmalar şöyle oldu.
Burası Terme'ye bağlı vekilim, burası Çarşamba'ya bağlı. Terme'ye bağlıyız. Şimdi bu sıkıntıyı yaşayan Taşlık'ta, Sancaklı, bir de Denizler Mahallesi, Çarşamba'da.
Sıkıntı şöyle, DSİ'nin yapmış olduğu bundan 5 yıl önceki çalışmalardan, Simenit gölünden başlayıp, Kargalı gölü ve Dumanlı gölü, Çarşamba'ya ait. Dalga kıran. Suyun denize tahliye olması için göllerin ağzına deşarj yaptılar, kanal yaptılar. Buradan da yaz mevsiminde, kışın değil de yaz mevsiminde taban sularının düşmesiyle deniz suyu geriye basıyor. Ovalarımızı kanallarımızı hep doldurdu.
5 yıl öncesinde buralarda bu tarımı yaparken çeltik ya da diğer tarla bitkileriyle ilgili uğraşırken öyle bir sorun yaşanıyor muydu? Dolayısıyla bu suyun denize deşarjı için çiftçi yararına düşünülen bir şeyin uygun prosedürlerle yerine getirilmediği için.
Bu sefer tersine burada deniz seviyesinin aşağısında olması. Termenin Çarşamba sınırındaki Taşlık mahallesindeyiz. Sancaklı mahalle muhtarımız. Bu durum iki tane sorun yaratıyor değil mi aslında?
Bunlardan bir tanesi üreticiye özellikle taban suyundan faydalanılarak Bu bölgenin geleneksel ürünü olan ve ülkemizin çeltik üretiminde yıllardır önemli yer tutan Terme-Çarşamba bölgesi yapılan dalga kırandan sonra deniz suyunun yaşam alanlarına doğru özellikle sulama alanlarına tarlaların içine doğru basmasından dolayı çeltik ekiminde artık eski verimi alamamak tam tersine tuzlu suyun ürünü çürütmesiyle sonuçlanan bir süreç yaşıyorsunuz.
Ekolojik sistemi de bozdu. Balıklar öldü. Tatlısı balıkları gölde hep öldüler. Bunlar tespit edildi zaten. Biz bununla ilgili Ziraat Odası Başkanımız Ferda Bey, Başkanımız, o çabalıyor. Kaymakam Bey, Şikâyette bulunduk işte. DSİ'den sorumlu kişileri çağırdı. Dedi ne gerekirse yapılması gerekiyor dedi. Ama 5 yıldır? Yok, geçen sene oldu bu olay. Ama daha geçen seneden beri hiçbir şey yapılmadı. Bunu dedi yapan sizsiniz dedi kaymakam bey. Mühendissiniz dedi. Madem dedi bunu yaptınız.
Çok güzel bir şey oldu. Aslında ovalarımızın su basıyordu. Şiddetli yağmurlarda suyumuzu tahliye edemiyorduk. Ürünlerimiz komple yanıyordu. DSİ güzel bir çalışma yaptı ama bilinçsiz oldu. Yani hesabı tersine döndü. Denizin göle dolacağını hesap edemediler. Buna bir kapak sistemi mi, set sistemi mi yapmaları,
Set sistemi yapıp taşanı oraya götürecek. Yani deniz kotunun üzerinde bir set olacak, su ondan sonra taşacak. Yani endüstriyel tarımı düşünen ülkelerin yaptığını yapacağız. Aynen, denizlerle kıyaslayabiliriz, Hollanda'yla kıyaslayabiliriz. Hollanda'da bu aynen anlattığımız gibi yapılıyor. Deniz seviyesine kadar su kaldırılıyor. Deniz seviyesine geldikten sonra da kanalları da oraya taşımak lazım.
Aktif deşarj yapmak lazım. Deniz seviyesine geldikten sonra da denize doğru deşarj etmek lazım. Ama ne yapıldı? Kanal açıldı. Kanal direkt denize bağlandı. Su seviyesinin yazın düşmesiyle deniz suyu bu sefer geriye bastı. Bu şimdi arkamızda ve önümüzde bulunan bahçeler sizin mi? Evet, tarlalar, b ir arkada da vekilim 80 dönüm daha yer var hiç çeltik yok. Hiç çeltik yok. Yok, ekmedin niye? Ektim, yandı gitti, yandı gitti, bir daha ektin, bir daha yandı, daha da bıraktın peşinden. Neyle ekiyorsun mesela?
Dronla ekiyorsun, en son gübreyle beraber ektin, o da yandı. Tarlanın hali bu. Oraya şimdi traktör kalacak, orayı gözüm görüyor. Bir iki yıldır iyi ama sonra karışacağım bir daha ekeceğim. Bir daha ekeceğim.
Ne yapayım? Tam da pahalıdır.
Temmuz ayında eken çeltiği biçmeye çalışacaksın. Ne yapayım? Zararı kurtarmak için. Masrafı ben atıyorum. Kârdan vazgeçtim. Masrafı onların yaşıyla. Kaç yıldır böyle duruyor?
Bu iki, üç senedir var. İki üç yüz sene zaman. Belki de yüz yıldır böyle çeltik var. Üç sene dediği, bizim Kargalı gölü var. Aramızda Sancaklı ile Taşlık’ın arasında Kargalı Gölü var. Burası yapıldıktan sonra da burada sorun yaşanmaya başladı.
Atla bilime uygun tarım yapmamayla alakalı. Hatta DSİ tarafından, çiftçinin doğrudan bilimsel yöntemlerle desteklenmemesiyle alakalı bu sorunu yaşıyorsunuz. Biz de iki yıldır DSİ’ye bu sorunu iletiyoruz. Özellikle burada hem fazla suyun şarjı için hem de kurak geçen dönemlerde de sulama amaçlı suyun tarlalara, bahçelere ulaşılmamın sağlanması için, temizliğinin yapılması için.
Kanallarımızın temizliğinin yapılması için. İki yıldır hakikaten en az ayda bir defa iki defa hem bölge müdürlüğünü hem genel müdürlüğü arıyoruz. İktidar milletvekillerine durumu söylüyoruz. Ama maalesef, peki bu zararla ilgili size bir şey söyleyen var mı? Biz sizin zararınızı, en azından masrafınızı karşılayacağız, tazmin edeceğiz diye. Şimdi şöyle bir şey söyleyeyim vekilim. Şimdi bu tarlalar 2B. Şimdi kiralık alamıyorsun. Biz bunu Ziraat Odası başkanıyla görüştük. Şimdi bildiysen bir şey alamayın.
Yerin sahibi İstanbul'da oturuyor. Şimdi 2B olduğundan kiralık gösteremeyin yeri.
Ama dün dediler ki Kasım ayına kadar sigortalı sigortasız gerçi onu Zirai Don için dediler ama burada da büyük bir zarar var. Sen cebinden bunu yatırıyorsun. Sayın vekilim şey yapmak lazım, mahkemeye vermek lazım. Bizim Akgöl tarafında geçen sene DSİ’yle mahkemelik oldu burada ki komşularımız.
Hatta hayvanlarını bile otlatamadılar. Horu'da mesela. Horu'da hayvanı bile otlamıyor. Yani geriye basıyor.
Tabi Terme pirincini de konuşmak lazım değil mi? Yıllardır bu ülkede en lezzetli suyumuz yok. Çarşamba suyu akıyor, suyumuz yok. Yani bu böyle olmaması lazım.
Dolayısıyla burada pirinç üretim yıllık 50-60 bin tondan, yıllık 50-60 bin tondan bugün bu bölgede Terme Çarşamba bölgesinde üreticiler daha iyi bilir. On bin tona kadar indi herhalde çeltik üretim.
Yok, bizim köylerimizde fazla yapan yok. Yani şöyle. Fındık olmayan araziler. Buralar fındık olmayan araziler. Fındık olmayan araziler ne olur? Çeltik olur. Başka zaten mısır yapsan para kazanamıyorsun.
Soya yapsan para kazanamıyorsun. Ne yapacaksın? Çeltik yapacaksın. Bu da çeltikte de bu sorunu yaşayınca ne olacak? Daha yapacak bir şey kalmıyor yani. Sıkıntı büyük. Büyük. Bir kilo tohum altmış iki lira.
Evet. Bir adam bir kilo tohum altmış iki lira verip aldı buraya ekti. Olmadı, tuzlu suda ilacı mı koyacak?
İlacını koyacak. Bunların içine akaryakıt mazotla yapacak. 62 liranın üstüne, 1 kilo tolumu 62 lira.
Bunun üstüne ilacı, mazotu, gübresi bunları koyacak, işçiliğini koyacak. Olmadı, tekrar bu baştan başlayacak. Aynı turu bir daha yapacak. Durum burada zaten belli. Arka tarafta geçemiyoruz. Yağmurdan dolayı arka tarafa geçemiyoruz. Arka taraftaki yer de burada yine. 80. Dönüm falan bile gitti. 80 dönüm.
80 dönüm ya. Videosu var ama. Telefonunu ekrana koyduklarında. Ekrana da göstermeyin. Oradaki arazide hiçbir şey yok. Uygun koşullarda tarım yapıldığında en az 80 tona yakın, 70 ton çeltik alınabilecek yer.
Değil mi orası? Tabii. Yani 80 dönüm yerden ortalama 100-150 ton çeltik alınabilecek. Vekilim ben geçen sene yanlış anlayacağım. Ben 130 ton çeltik sattım bu bölgeden. Bu bölgeden? Evet. Elimden alabilsem, kendimi kurtarabilsem kurtaracağım. Anladım. Çok geçmiş olsun. Burayla uğraşması gereken Tarım Bakanı, DSİ burayla uğraşması gereken Cumhurbaşkanı, haksız hukuksuz yere saçma sapan işlerle uğraşıyor.
Daha üstüne şikâyet ediyor. 1 trilyon 200 milyar tarım krediyi verdim. Gübre, tohum parası. 420 milyon da Çarşamba Şekerbank’a kooperatifine verdim, tohum parası. 420 bin liradır. Toplam 1 Milyon 600 bin lira