Haber: Mehmet Rebii Özdemir
(SAMSUN)- CHP Samsun il örgütü tarafından “Ekonomi ve Güvenlik Politikaları” panelinde panelist olarak CHP genel başkan yardımcıları Yalçın Karatepe Ekonomi Politikaları hakkında ve Yankı Bağcıoğlu ise Güvenlik Politikaları hakkında panel verdiler. Panelden önce CHP’li Samsun Milletvekili Murat Çan yaptığı konuşmasında şunları söyledi.
“Bu panel planlanırken tabii ki İran'la İsrail arasında böyle bir savaş çıkma ihtimali en azından Samsun ölçeğinde öngörülebilir bir durum değildi ama dünya maalesef yıllardır bir paylaşım mücadelesinin giderek savaşa dönüşmesi gerektiği, birinci paylaşım savaşında ve ikinci paylaşım savaşı öncesinde olduğu gibi oraya doğru sıkıştığı bir gündemdi. Maalesef böyle bir çatışma savaşa dönüşme potansiyeli çok yüksek bir çatışma. Bilmiyorum doğru mu tanımlıyorum ama bir haftadır devam ediyor. Umarım bir an önce umarım bir an önce bölgemizde barış bir an önce gerçekleşir. Buna çok ihtiyacımız var. Ama Türkiye bir hukuk mücadelesi veriyorken Türkiye'de siyaset ve bu mücadelenin bayraktarı öncüsü öncesi önderi partimiz olmuşken bu mücadele 409, 410 küsur belediye seçilmiş belediye başkanımızın on bir tanesi esir tutuluyorken hakikaten bu mücadele veriliyorken bir yandan da toplumun tarımda, ekonomide istihdamda, endüstride sıkışmışlığını duyabilmek çok kıymetli. O yüzden il başkanımıza, il örgütümüze böyle bir planlama için böyle bir panel düzenlediği için teşekkür ediyorum. Bu konuyla Özdeş bizim aramızda. Dolayısıyla ben de merakla ve bundan sonra ilave kullanacağımız doneleri almak için bu paneli izlemeye meclis devam etse bile gelecek gelmeyi planlamıştım. Dolayısıyla başkanlarımıza çok çok teşekkür ediyorum. Lütfettiler geldiler. Değerli Sinop Belediye Başkanımız programın içine bu panele katılmayı da planladığı uygun gördü. Ona da teşekkür ediyorum.”
CHP Samsun il başkanı panelistlerin konuşmasından önce şu ifadelerle salondakilere konuştu.
“Ekonomi politikalarını şekillendiren, Cumhuriyet Halk Partisi adına ekonomi politikalarını şekillendiren en yetkin Parti görevlerimizden Genel Başkan Yardımcımız Sayın Yalçın Karatepe'yi ve gene güvenlik politikalarını yürüten Sayın Genel Başkan Yardımcımız Sayın Yankı Bacıoğlu'nu Samsun'da ağırlamaktan büyük onur duyuyoruz. Bizler Cumhuriyet Halk Partisi olarak özellikle halkın nefes aldığı her alanda her alanı savunmayı görebiliyoruz. Özellikle demokrasinin hak, hukuk, adaletin gelişmesi için elimizden gelen çabayı genel başkanımız Sayın Özgür Özel'in liderliğinde, onun çalışkanlığı ve cesaretiyle. Özgür Özel'in çalışkanlığı, cesareti ve kararlılığı ile örgüt olarak kararlılıkla bizler de sürdürüyoruz. Panele geçmeden önce kısaca söylemek istediğim hususlardan bir tanesi şudur. Hepinizin bildiği üzere 30 Haziran tarihinde Cumhuriyet Halk Partimizin 38. Olağan Kurultayı üzerine partimiz aleyhine açılan bir dava söz konusu. Cumhuriyet Halk Partisi Samsun İl Örgütü olarak önümüzdeki hafta içerisinde yani 23 Haziran ile 30 Haziran tarihleri arasında 3 temel başlıkta yani bu başlıklardan bir tanesi Cumhurbaşkanı adayımız ve müstakbel cumhurbaşkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu'nun şahsında tutsak edilen belediye başkanları ve halkın iradesine yapılan darbeye odaklı ikinci başlık 30 Haziran tırnak içerisinde vatandaşın bildiği duyduğu biçimiyle ne olduğunu sonradan öğrendik, hukukçu değiliz, mutlak butlan diye ifade edilen davayla ilgili üçüncü başlıkta 1 Temmuz’dan itibaren emeklilerin ve ücretli çalışanların maaşlarının arttırılmasına dönük çabaya ilişkin üç temel başlıkta bir dizi etkinlik planladık” diye konuştu.
Güvenlik Politikaları konusunda CHP genel başkan yardımcısı Yankı Bağcıoğlu şöyle dedi.
“Temel prensip şu olacak. Barışta caydıran, savaşta kazanan Türk Silahlı Kuvvetleri. Bunun içinde biraz önce ifade ettiğim gibi, personel, savunma sanayii bağlarının personelin moral, motivasyonu gibi diğer detaylar, diğer bölümlerde yer alacak. Örneğin ne var? Türk Silahlı Kuvvetleri komuta yapısı var. Bir cümleyle söyleyeyim. Ne var Türk Silahlı Kuvvetleri yapısında? Şu anda malumunuz Genel Kurmay Başkanlığı bütün kuvvet komutanlıklarıyla beraber, Milli Savunma Bakanlığına bağlı. Bu ne emir komuta prensiplerine uyuyor, ne sadelik prensibine uyuyor. Milli Savunma bakanı altında Genel Kurmay başkanı, onun altında kuvvet komutanlıkları olması lazım. Bununla ilgili bir değerlendirme ve çözüm önerileri örneği yer alıyor. Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı ile ilişkileri, biliyorsunuz Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı eskiden harekât ve eğitim kollarında harbe yönelik görevleri bakımından Genel Kurmay Başkanlığına bağlıydı. Şu anda tamamen ayrıldılar. Bir kolluk kuvveti haline geldiler. Tabiki buda önemli, böyle devam etmeli. Ama biz bağlarının tekrar tesis edilmesini, Sahil Güvenlik Komutanlığı, Deniz Kuvvetleri Komutanlığının Jandarma Genel Komutanlığının, Kara Kuvvetleri Komutanlığının bağlarının tekrar tesis edilmesini istiyoruz. Niye, en basit örnek, Sahil Güvenlik ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığı aynı sahada görev yapıyor. Kaldı ki gerek Sahil Güvenlik Komutanlığı, gerek Jandarma Genel Komutanlığı, imkân kabiliyetleriyle birçok orduyu dünya devletinin Deniz Kuvvetleri ve Kara Kuvvetlerinden daha etkin, daha güçlü teşkilatlar. Dolayısıyla bu teşkilatlardan, bu komutanlıklardan azami faydayı birleşerek sinerjiyi elde etmek için bağlarının tekrar kuvvetlendirilmesini, barışlar itibariyle eğitimler ve diğer teknik detaylar dokumanda yer alacak şekilde bu düzenlemelerin yapılmasını istiyoruz. Askeri eğitim öğretim sistemi, liselerin kapatılması, harp okullarının, astsubay meslek yüksekokullarının ilgili kuvvet komutanlıklarıyla bağlarının koparılması gibi bu şekilde bir eğitime yönelik düzenlemeler de yer alıyor bu dokümanda. Tekrar eskiden alınan eski sistemin mükemmel olduğunu kimse iddia etmiyor. Hiçbir disiplinde eski sistemin mükemmel olduğunu söylemiyoruz. Çünkü zaten kurumlar alınan derslerle elde edilen tecrübelerle kendilerini geliştirirler. Askeri eğitim sisteminde de astsubay hazırlama okullarının, askeri liselerin tekrar açılmasını, harp okullarının astsubay meslek yüksek Okullarının kuvvet komutanlıklarıyla bağlarının tekrar tesis edilmesini öngören en basit anlatımla ama detayları bu dokümanda olacak şekilde bir hal tarzı belirledik. Ondan sonra personel teminatı atama liyakat. Şu anda bütün devlet kurumlarında olduğu gibi Türk Sağlık Kuvvetleri'nde de muhtemelen en büyük sıkıntılardan biri liyakat. Bu liyakatli atama ve adaletli temin, yetiştirme, terfi atama sistemlerinin oluşturulmasına yönelik Türk Sağlık Kuvvetleri'nde bazı çalışmalarımız, değerlendirmelerimiz var.”
Ekonomi Politikaları hakkında da CHP Genel başkan yardımcısı Yalçın Karatepe;
“Bu ülkede yıllardır uygulanan yanlış ekonomi politikalarının, yani bu sadece bizim cari sorunlarımızla ilgili değil, işte enflasyon, üste faiz olanı bilmem kaç puan olsa işte kredi kartı falan değil, bizim çok köklü, yıllara yayılmış ya da uzun yıllardan beri ortaya çıkmış olan sorunlarımız var ve bunların bedeli, faturası gittikçe ağırlaşıyor. Ve bu bedeli ödeyenler maalesef bugün bu akşam bu salonda toplananlar olduğu gibi geniş halk kesimlerine çıkıyor. Bizim sadece mevcut, içinde bulunduğumuz dönemde uygulanan politikalarla değil, Türkiye ekonomisine bakış açımızı değiştirmemiz gerekiyor. Ben sadece bütçe harcamalarını kısalım, işte Merkez Bankası faiz oranında bilmem ne yapalım, biraz da KGF kredisi verelim, değil. O eşiği Türkiye çoktan geçti. Türkiye'nin oturup biz bunu yaptık CHP olarak, pek çok şeyi yeni baştan kurgulaması lazım. Biz ekonomiyi nasıl yönetmeliyiz ki refah üreten, zenginlik üreten, risklere karşı dayanıklı, kırılganlıkları olmayan, dünyada hak ettiği yere gelebilecek bir yapıyı nasıl kurabiliriz? Siz bizim bütünleşik olarak düşünmemiz lazım. Yoksa ben çok kolay bütçe açığını bilmem ne oranı derim, alkışta alırım. Ama sorun çözülmez. Genç insanlar var, o yüzden siz hatırlamazsınız ama Türkiye mesela bir enflasyon sorunu var değil mi? Ben çocukken de vardı, 80'li yıllarda vardı, 90'lı yıllarda vardı. Enflasyonla bu kadar uzun süre uğraşan başka bir ülke yok. Gelir dağılımı sürekli bozulduğu bir ülkeden bahsediyoruz. Makro verilere baktığımızda Türkiye zenginleşiyor vs. ama cebimizdekiler bakıyor da o kadar paranın olmadığını görüyoruz. Dolayısıyla bizim Yapısal sorunlar deniliyor ya, onların ne kastettiğiyle bizim kastettiğimiz şeylerin aynı olmadığını söyleyelim. Ekonomik anlamda yapısal sorunlar var. Bunu değiştirmemiz lazım” dedi.