Haber: Mehmet Rebii Özdemir
(SAMSUN)- 10 yıl önce bugün çalıştığı hastanenin koridorunda beyaz önlüğüyle hastalarına şifa dağıttığı bir sırada nedeni bilinmeyen bir sebepten dolayı bir caninin kurşunlarıyla katledilişinin 10. yılında önce mezarı başında ardından da 10 yıl önce katledildiği hastanenin yerleşkesinde basın açıklaması düzenlediler.
Opr. Dr. Kamil Furtun’un, canice katledilmesinden dolayı Opr. Dr. Kamil Furtun Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi hastanesi bahçesinde Samsun Tabip Odası tarafından yapılan basın açıklamasında başkan Dr. Sema Aydoğdu, şu ifadeleri kullandı.
“Dr. Kamil Furtun’a Saygıyla, 10 yıl geçti. Ama zaman, bazı acıları dindirmeye yetmiyor. On yıl önce, 29 Mayıs 2015’te, bir hastane koridorunda görevini yapan bir hekim, Dr. Kamil Furtun, görev başında, hiçbir suçu yokken, bir caninin kurşunlarına hedef oldu. 10 yıl geçti ama o günden beri kalbimizdeki acı hiç dinmedi. Bir hastane koridorunda, bir yaşam söndü. Beyaz önlüğüyle insanlara umut olan, hastalarının yüzüne güvenle bakan, her sabah “Bugün kime şifa olabilirim?” diye yola çıkan bir doktor. Görev yaptığı hastanede, tam da hayat verdiği yerde, hayattan koparıldı. Yaşamını insanlara adamış, hastalarına şifa vermek için çalışan bir doktor, uğruna yıllarını verdiği hastanede hayattan koparıldı. Kamil ağabey bizlerin en savunmasız olduğumuz, kollarımızı gönlümüzü siz hastalarımıza şifa verebilmek için açtığımız, evlerimizden çok yuva eylediğimiz, bildiğimiz hastanelerimizde katledildi. Bugün hala aynı korunaksızlıkla çalışmaya, sizlere şifa vermeye yaşamaya çalıştığımız, yuvalarımızdan daha çok yuvalarımız olan iş yerlerimizde yani, meslektaşlarına her zaman yardımcı olan, durumu olmayan hastalarının dolmuş yol paralarını ceplerine koyan, birçok canı kurtaran Kamil Furtun yuvası yerinde gördüğü hastanesinde, ailesi gibi gördüğü hastalarının yanında katledildi” şeklinde ifadelerde bulundu.
Dr. Kamil Furtun, hastalarının meslektaşlarının kabinde iz bıraktı.
Samsun Tabip Odası başkanı Dr. Aydoğdu açıklamasını şöyle sürdürdü.
“ Kamil Furtun, sadece bir doktor değil, aynı zamanda bir eş, bir baba, bir dosttu. Onu tanıyanlar; güler yüzünü, içtenliğini, özverisini unutmadı. Hastalarının, meslektaşlarının ve yakınlarının kalbinde iz bıraktı. Sağlık camiası, onun kaybıyla büyük bir yara aldı. Çünkü kaybedilen sadece bir insan değil; bir değerdi, bir vicdandı, bir hayat kurtarıcıydı. Nasıl unuturuz? O gün sadece bir hekimi değil, bir vicdanı, bir nezaketi, bir iyiliği kaybettik. Bir çocuğun babasını, bir kadının eşini, meslektaşlarının kardeşini, hastalarının can yoldaşını. Oysa o, şiddetin hiç uğramaması gereken bir yerdeydi. Bir hastane, bir hayatın korunması gereken yer, bir canın kıymetinin bilindiği yer ama ne yazık ki, o gün sağlık değil, karanlık kazandı. Bugün bu ülkede bir uzman hekim, bir cerrah 23 yılda yetişiyor. Bugün bu ülkede hiçbir meslek mensubunun almadığı uzunlukta bir eğitimden geçerek hekim, uzman hekim, cerrah, göğüs cerrahisi uzmanı olunabiliyor. Yani bugün bu ülkede bir hekim katledildiğinde sadece bir hekim ölmüyor, bu 10 yılda hayatları kurtarılabilir, şifalarına kavuşabilir binlerce hastanın, hasta yakının umudu da ölüyor. Bugün, onu anarken sadece bir hekimin değil, aynı zamanda sağlık çalışanlarının karşı karşıya kaldığı şiddetin de ne denli yıkıcı olabileceğini hatırlıyoruz. Dr. Kamil Furtun’un adı, sadece bir kaybın değil, bir uyanışın, bir farkındalığın da sembolü oldu. Onun ardından yükselen sesler, “Sağlıkta Şiddete Hayır” diyen binlerce yürekle birleşti. Dr. Furtun’un anısını yaşatmak, onun uğruna çalıştığı değerlere sahip çıkmakla mümkündür” diye konuştu.
Bu toplumda şiddet ne yazık ki çığ gibi büyümekte!
Dr. Sema Aydoğdu son olarak şöyle dedi.
“ Daha güvenli çalışma ortamları, daha saygılı bir toplum ve sağlık çalışanlarının kıymetinin bilindiği bir gelecek için çaba göstermeliyiz. Çünkü bir toplum, doktoruna sahip çıkabildiği kadar güçlüdür. Doktor dövüyoruz diye övünmeye cüret edenlerin cezasız kalmasına, sağlık çalışanlarına olan dilin saygısızlaştırılmasına müsaade edilmeye devam edildikçe korkarım ki biz daha çok üzüleceğiz. Sağlıkta şiddete karşı sözde alınan önlemler oyalamadan öteye geçemiyor. Öyle ki bu toplumda artık şiddet bir çığ gibi büyüyor. Bu ülkede artık insanlar şiddetle konuşuyor, şiddeti konuşuyor, şiddete uğruyor. Şiddet artık en sık kullanılan iletişim dili haline geliyor. Hatta yetmiyor şiddetten övünülür hale geliniyor. Bizleri anlamak, ne zor eğitimlerden geçip ne zor işler yaptığımızı görmek, saygı duymak için illaki hekim eşi, hekim anne babası, hekim kardeşi mi olunmalıdır? Yaşatmak için bulunduğumuz yerlerde yaşamlarımızdan olmamak istemek durumunda kalmak ne ironik. Hiç bir zaman bu kadar kutsanmamış, kabul görmemiş cehalet bizden aldı onu. Daha çok hakarete uğramamak, daha çok ölmemek için, etkin sağlıkta şiddet yasasına ihtiyaç olduğunu bir kez daha yineliyorum. Şiddetin çözümü, şiddete karşı sıfır tolerans ve etkin yasaların bir an önce gündeme konulmasıyla sağlanacaktır. Türkiye Büyük Millet Meclisi bu konuda bir an önce adım atmalıdır. Biz şiddete sıfır tolerans için mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Bugün onu bir kez daha saygıyla, özlemle ve minnetle anıyoruz. Bugün Dr. Kamil Furtun’un ardından sadece gözyaşı değil, bir söz de bırakıyoruz. “Bir daha asla.” Hiçbir sağlık çalışanı, hiçbir insan, bir nefretin hedefi olmamalı. Hiçbir çocuk, babasız kalmamalı. Hiçbir eş, bir beyaz önlüğe sarılıp veda etmemeli. Adın bizde bir sevgi, bir özlem, bir mücadele olarak yaşıyor DOKTOR Kamil. Seni unutmuyoruz. Ve seni unutmayacağız. Ruhun şad, ışığın bol olsun. Senin bıraktığın iz, hiçbir zaman silinmeyecek.”
Dr. Kamil Furtun’un sınıf arkadaşı olan Dr. Nedim Ecevit’te duygularını şöyle dile getirdi.
“Kamil Furtun sınıf arkadaşımdı. Hala acısını taşıyoruz, hala onu anıyoruz. Bu ülkede bu sağlık sistemini reva görenler, şiddete maruz kalanların dışındakilere giderlerse gitsinler diyenler, hala bu sağlığı sadece mış gibi yaparak, sağlık sistemi varmış gibi yaparak, halkı da tüm ülkeyi de, hekimleri de oyalıyor. O zaman başka bir sağlık sistemi mümkün, başka bir hekimlik ortamı mümkün, başka bir Türkiye mümkün. Bunu herkes kabul etmeli ve artık bir çaresine bakmalı” dedi.