MEHMET REBİİ ÖZDEMİR
BES Samsun Şube Başkanı Yılmaz Tuluk, yargı emekçilerinin her geçen intiharlarının arttığı yolunda açıklamasında şunları ifade etti.
'İşkolumuza bağlı İçişleri Bakanlığı’nda sendikalara üye olamayan polisler birinci sırada, infaz koruma memurları ikinci sırada ve adliye çalışanları üçüncü sırada intihara sürüklenmektedir. Mini etek, tayt giyen hakim adayı Didem Yaylalı bira içtiği için göreve atanamamış, o zaman ki siyaset, HSYK ve mobing Didem Yaylalı’yı intihara sürüklemiştir.
14 Kasım 2017 tarihinde İstanbul Anadolu Adliyesi'nde zabıt katibi Fatih Ersoy,
21 Kasım 2017 tarihinde Antalya Bölge Mahkemesi katibi Cevahir Toker,
22 Kasım 2017 tarihinde Çemişgezek Adliyesi mübaşiri Süleyman Aydın,
4 Mart 2018 tarihinde Tekirdağ Adliyesi'nin mübaşiri Tolga TANRIKUT,
20 Ağustos 2020 tarihinde Buca Adliyesi'nde görevli Katip Kadir Ç,
18 Eylül 2020 tarihinde Pazarcık Adliyesi'nde görevli Gökhan Gül,
30 Mart 2021 tarihinde İstanbul Adliye Sarayı'nda mübaşir Rasim Emrah Y,
18 Ocak 2021 tarihinde Sakarya Adliyesi katibe Saniye KIZILASLAN,
28 Haziran 2021 tarihinde İzmir Asliye ceza mübaşiri Buse Şeyma ERDURAN,
30 Mart 2022 tarihinde Bursa Hakimi Çiğdem Bayrak ÇEKEN çocuk parkında kendini iple asarak,
18 Mart 2022 tarihinde Eskişehir Adliyesi katibi Azad GÜL intihar etmiştir.
22 Haziran 2022 tarihinde Samsun Adliyesi’nde çalışan Levent Tolga ÇİÇEK sabah saat 06.30’da Atakum’da denizde, hakkında soruşturmalar devam ederken, çevresi ve arkadaşlarımız tarafından intihar etmiş olduğu söylenmektedir. Arkadaşımız önce Kavak ilçemize 6 ay geçici, daha sonra da Çorum Kargı’ya tayin edilmiştir. 39 yaşındaki arkadaşımızın genç eşi ve 6 yaşındaki çocuğu yalnız kalmıştır. Yetkililerden ve Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı’mızdan olayın ivedilikle araştırılmasını istiyoruz.
3 Temmuz 2022 tarihinde Eskişehir Adliyesi’nde de Gökhan İNCEOĞLU’da intihar etmiştir.' şeklinde konuştu.
ADLAETSİZLİĞİN ZİRVE YAPTIĞI YARGI ÇALIŞANLARIYIZ!
Neden bir hakim gider de kendisini çocuk parkında iple asar? Neden 3 sayfa not bırakır? Eğer hepsinin psikolojik sorunu varsa neden işe alındılar? Ruhsal bunalımı olanlara neden iyi araştırmalar yapılmadan iş veriliyor? Bizler, adliyelerde çalışan kamu emekçileriyiz. Alındığı gün biten maaşlar, az kişi ile çok iş yapmak, bunca iş yüküne rağmen, en küçük hatada disiplin soruşturması tehdidine maruz kalmak, görevde yükselme sınavında mülakat uygulaması ile kurumda adaletsizliğin zirve yaptığı yargı çalışanlarıyız. İnsan hayatı kutsaldır. 'Psikolojik sorunu, ruhsal sorunu' vardı ibareleri altına gizlenmek doğru değildir. Kesinlikle Adalet Bakanlığı ve yetkililerden açıklama bekliyoruz. İntiharların önüne geçilmesi için Samsun Büro Emekçileri Sendikası olarak acil taleplerimiz;
*Yargı emekçilerine derhal ek zam verilmelidir,
*Çalışma şartları iyileştirilmelidir,
*Yargı emekçileri disiplin soruşturması yönünden 2802 sayılı kanundan çıkarılmalıdır,
*Atama ve görevde yükselmelerde mülakat değil liyakat esas alınmalıdır,
*Sözleşmeli çalışanlara kadro verilmelidir,
*Yargı emekçilerine siyasi baskı ve mobbing yapılmamalıdır' dedi.
