Haber: Mehmet Rebii Özdemir
(SAMSUN )– Samsun’un Alaçam ilçesine bağlı Kızlan Mahallesi’nde köy kahvesi önünde toplanan vatandaşlar, Kanadalı bir şirketin Dürtmen Dağı’nda maden ve altın aramak için ruhsat almaya çalıştığı iddiasına tepki gösterdi. Alaçamlı Dürtmen Vatan Platformu ve Alaçamlılar Dayanışması WhatsApp grubunun öncülüğünde düzenlenen toplantıya, Kızlan halkının yanı sıra çevre köylerden de çok sayıda kişi katıldı. Yapılan konuşmalarda, maden faaliyetlerinin tarım, hayvancılık ve doğal yaşamı tehdit ettiği vurgulandı.
Hasan Uslu (Dürtmen Vatandır Platformu)
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’ndan izin verilmiş durumda. Bu izne istinaden Kanadalı şirket isterse bu akşam, isterse yarın sabah gelebilir; her an gelebilir. Bizim görevimiz ise bunu engellemek. Özellikle Kızlanlı hemşehrilerimize büyük sorumluluk düşüyor. Çünkü köylerimizden uzakta olduğumuz zaman, herhangi bir iş makinesi geldiğinde veya müdahale olduğunda, gruplarımızdan anında haber verirsek, Alaçam’dan gelip müdahale edebiliriz. Ve buraya madeni sokmayacağız. Siyasi partilerin tamamından destek var. Alaçam’da hiçbir kurum madene izin vermiyor; bunu bilin. Siyasi görüşlerimiz farklı olabilir, ama ilçe başkanlıklarını arayıp da öğrenebilirsiniz; ne resmi kurumlar, ne de siyasi partiler buna onay vermiyor. Bu yüzden el birliğiyle bunu durdurabiliriz. Bizim sizden ricamız, köylerimizde muhtarlarımız aracılığıyla bir imza kampanyası başlatmak. İmzalarımızı toplayarak arkamızdaki desteği güçlendireceğiz. Bizim hiçbir ticari amacımız yok; sadece kendimiz ve sizler için mücadele ediyoruz. Maden sahası açılırsa neler kaybedeceğimizi söyleyeyim: Biz Alaçam Doğa Spor Kulübü’ne üyeyiz. Hafta sonları Dürtmen Dağı’ndan Alaçam’ın her köyünü, kanallarını ve derelerini geziyor, tanıtmaya çalışıyoruz. Bu nedenle işin içine girdik; sonucunun ne olacağını biliyoruz. Sergilerde, maden öncesi ve sonrası arazilerin durumunu gösteriyoruz. Elazığ’daki İliç maden kazası bunun bir örneği. Siyanürle yapılan işlemler için havuzlar oluşturuluyor. Siyanür havuzları için su gerekiyor ve su, toprağın dibine kadar çekiliyor. Örneğin, Dürtmen Tepesi’ne yapılacak kazılar yerin altına kadar inecek ve bütün su kaynaklarımızı etkileyecek. Böylece ne hayvancılığımız, ne tarımımız, ne ormanlarımız, ne de yaşama şansımız kalacak. Bu sadece bizim bölgemizi değil, Yakakent, Bafra’nın bazı bölgelerini ve Vezirköprü’yü de etkiler. O yüzden durduracak olan bizleriz. Özellikle muhtarlarımız Kaya Bey’e teşekkür ederim; halkımızı öncelik yaptıkları için. Muhtarlarımızın gücünü ve halkımızın kararlılığını biliyorum. Bu işin içine kimseyi sokmadan, halk olarak önleyeceğiz. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın.
Şükrü Toklu (Umutlu Mahallesi)
Yetmiş dört yaşındayım ve bu topraklarda doğdum, büyüdüm. Biz bu memleketin soğuğunu yedik; şimdi bir de zehir mi yemek zorundayız? Bu memleketin zehrini yemek bizim hakkımız değil. Yetkililerin buna bir çözüm bulması gerekiyor. Yol boylarında elik ve diğer yabani hayvanları görüyorsunuz; insan olarak bunun sorumluluğunu almalılar.
Sadık Dinç (Kızlan Köyü)
75 yaşındayım ve hayatım boyunca buradayım. Nefes alabileceğimiz başka bir vatanımız yok. Devlet eğer madeni insan yaşamından daha önemli görüyorsa, buna asla izin vermeyiz. İnsan yaşamı, dünyadaki tüm varlıkların üstündedir. Bu nedenle çoluğumuzla, çocuğumuzla buna müsaade etmiyoruz. Ölümüne varız; elimizden geldiğince mücadele edeceğiz. Siyasi görüş fark etmeksizin, insan yaşamını tehdit eden hiçbir şeye izin vermeyiz.
Baki Toklu (İstanbul Bağcılar)
Ben İstanbul Bağcılar’da yaşıyorum. Büyükşehir’de ağaçlandırma yapmak adına yol kenarlarına birkaç ağaç dikiliyor, ama bununla yetiniliyor; ciddi bir fark yaratılmıyor. Buradaki milyonlarca ağacın ve doğal yaşamın vebalini kim üstlenecek? Teşekkür ederim, sözlerim bu kadar.
Kadir Demir
Arkadaşlar, birçok kişiyle uzun süredir tanışıyoruz. Bu memleketin dağlarında, yaylalarında ve meralarında 10-15 yıldır yürüyüşler yapıyoruz. Kekik kokulu dağlar, yaşam pınarları dolu yaylalar… Dört yıl önce Giresun’da 3100 metrelik bir dağa çıktık; yaylaları ve dağları gördük. Ama şimdi 3100 metrelik dağ komple yok edilmiş; 300 metre aşağıya obruk kazılmış. Orada su yok, hayvan yok. İnsanlar yavaş yavaş bölgeyi terk ediyor. Bu işin siyaseti yok, menfaati yok; sadece doğamızı ve yaşamımızı korumalıyız.
Bediha Er (Alaçam Doğa Sporları Kulübü)
Biz de Alaçam Dağcılık ve Doğa Sporları Kulübü üyeleriyiz. 10 yıldır dağlardayız, yeşilliğe hayranız ve her mevsim gezdik. Ama bu dağların yok olmasını istemiyoruz. Sularımızın siyanürle kirlenmesini istemiyoruz. Yeşili seviyoruz; buradaki köylüler de başka bir yerde yaşayamaz. İstemiyoruz, madene izin vermeyeceğiz.
Selahattin Aydoğdu
Bizim burada hayvancılık, kekik, koyun, peynir, kuşburnu, mantar ve çilek üretimimiz var. Dürtmen Dağı’nda maden açılırsa, tüm bunlar yok olur. Benim 450 koyum var; çocuklarım bu hayvancılığı sürdürecek. Bu iş bittiğinde nereye gideceğiz, ne yapacağız? Ben 57 yaşındayım; yetkililerin buna dur demesini istiyorum.
Hülya İnci
Doğa sporları kulübü üyelerindenim ve 10 yıldır içme suyumuzu buradan alıyoruz, Yakakent’ten. Gelip evimde arıtma yok; doğanın temiz havasını ve kokusunu seviyorum. Kuşburnumu ve kekiklerimi kendim topluyorum. Köyümüzü ve dağlarımızı seviyoruz. Kesinlikle madene izin vermeyeceğiz.
Hasan Arslan (İklim Değişikliği ve Kuraklıkla Mücadele Derneği Başkanı)
Biz de Dürtmen Dağı’nın altın zehriyle kirlenmemesini istiyoruz. Kazı yapılmasına ve milletimizin sağlığıyla oynanmasına karşıyız. Dernek üyelerimizle birlikte bu girişime karşı duruyoruz.